O sahneyi hala o kadar net anımsarım ki.. Elimde oyuncağım ve açık ağzımla televizyon karşısında çakılıp kalmıştım duyduğum ses beni nasıl büyülediyse.. Hayatıma aşkla girmişti "dance me to the children who are asking to be born" demişti.. Henüz 6 yaşlarında bir çocukken ne yaşamış olabilirdim de o şarkı benim kalbimi oyarcasına hislendirmişti? Bilmezdim ki tecrübelere hazırlığımmış...
Mustafa bana puslu, yağmurlu bir ülkeden ilk kez seslendiğinde "Cohen sever misin" demiştim.. Çünkü bana göre bir erkekte ilk hoşlanılacak şeydi Cohen'i sevmesi..
"Partizan en sevdiğim" dedi "Noir Desir'le söyledikleri mi?" Dedim.. Bu diyalog bize 6 koca yıl verdi.. 4ü güzel 2si lanetli ama fonda hep Cohen'in olduğu 6 yıl.. Mülteci aşkımızın yargılamayan ve izahata mahal vermeyen tek tanığıydı.. Arkadaşlarım "ne işin var onunla" dedikçe "aşk" dedi Leonard.. Çünkü Leonard'a göre etnik kökenler de sevdaya dahildi ve anarşistler de aşık olabilirdi..
Ve aşk kazandı.. Küstüğümüzde Cohen'in omzuna koyduk başımızı ve barıştığımızda Cohen kucakladı bizi mutlulukla.. Birbirimize Cohen şarkıları yolladık doğum günlerinde ve muhtemel üzüntülerde öyle ya Cohen öpünce geçerdi her yara..
İçimden bir parça aktı gitti bugün Facebook ana sayfasındaki bir iletiyle "güle güle Cohen" demişti Burcu Hanım.... İnsan burkuluyor sevdiğini uğurlarken.. Giden ölümsüz değil ve bilirsin ki her başlangıcın bir sona ermesi de fıtrat gereği..
Bugün Ersin Hoca sordu bana "niye ağladın ki. Anlamıyorum ölenin ardından niye ağlar insan?"..
En güzel anılarını yaşadığın zamanları da bir miktar götürdüğü için.. Çocukluğumu ve sonrasında acısı bile güzel o hissi de giderken bir parça aldığı için.. En güzel , en tarifsiz yaşanmışlıkların son tanıklardan biri olduğu için.. Gizli yaşanan hiçbir şeyi aşikar etmediği için..
Ölenin ardınan o kadar çok sebep var ki ağlamak için bence.. En önemlisi de hiç tanışmadığımız, konuşmadığımız bir insanın yüreğe bu kadar dokunması ağlatır insanı..
Çocukluğumun birinci elden şahitlerinden biriydi kendisi bilmese de.. Ve aşkımın.. O hissin en net tamamlayıcısıydı benim adıma onun notaları..
Özetle,
Cohen'di,
Aşktı,
Acıydı,
Umuttu,
Asaletti,
Kaybedişlerin en görkemlisiydi,
Mesafelerin en kıymetlisiydi,
Çocukluğumdu,
Tebessümdü,
Huzurdu,
Tüm kayıplara rağmen yaşayabilmekti,
Aşka ve müziğe adanmış 82 yıldı,
Notaları benim de hislerimin ifadesiydi,
Her şeyden birazdı işte..
Bugün Leonard Marrianne'ine kavuştu.. Giden biraz da götürdüğüdür aslında.. Ben bugün aşkımı, sırdaşımı ve çocukluğumun son demlerinden birini kaybettim.. Senin şarkıların aşktı, hüzündü, tebessümdü ama hepsinden önemlisi senin şarkıların umuttu bana.. Hayatımın fon müziğiydin sen..
Sen sonsuzluğa evrilen yolculuğunun ikinci aşamasındasın ve ben gözyaşları içinde sana veda ediyorum... Aşkla, acıyla ve kocaman bir umutla. En büyük aşklar bile biterken geride özlenen her şey sana yaşattığı mutluluk yüzünden özlemdi.. İnsanları değil "an"ları özlermiş kalan.. Ve bunu farketmemi sağlayan senin notalarındı..
Aşkla ve huzurla uyu Leonard.. Sana tüm şarkıların, yazdıkların ve biz kendimizi bu kadar iyi ifade edemezken bizi anlattığın için çok çok ama çok teşekkür ederim..
Bu yazının daha net tamamlayıcısı olması için Cohen'in bana şu büyük aşkımdan tam 4 yıl sonra ilk kez hissederek yazdırdığı yazıyı da buraya eklemek istedim. Belki neden bu kadar üzüldüğümü daha net anlatır.. Buraya tıklayıp okuyabilirsiniz.
Bu şarkıyla tanışmıştık ve bu şarkıyla uğurluyorum seni, tam da sana yakışır bir yağmurlu günde.. Notaların bize , götürdüklerin de sana emanet.. Huzur içinde uyu..
Not: Tuğrul vallahi seni iliştirecek yer bulamadım affola. Yine de selam vermiş olayım. Selamlar da arkadaşlığa dair ve uzun ve sıkıcı yazılar da..
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.