14 Kasım 2016 Pazartesi

EKİM AYI OKUMA LİSTEM

Ekim ayında 8 kitap okuyabildim fakat hedefim 15'ti. Hatta 15 kitaptan okuyamadıklarım da hala başucumda vicdan azabı gibi duruyor çünkü yazık ki kasımı bitirirken henüz sadece 1 kitap okuyabildim o da gayet minicik bir kitaptı.. Kimin nazarı değdi acaba? Evet evet kendime toz kondurmam varsa yoksa çevreme laf atarım :) 







Gelelim okuduklarıma,




Dublinliler/ James Joyce: Palto Kitap'ın 100. yıl özel numaralandırılmış baskısını almıştım. Kitap Ciltli kitaplara bir miktar aşığım da :))) Kitap 232 sayfa. Uzun zaman durdu rafta ve ekimde okudum. İrlanda hep hüznüyle ve hafif kasvetiyle anlatıldı bana gidenler tarafından. Hiç gitmeme rağmen ciddi ciddi o İrlanda havası geçti bana kitabı okurken. Joyce'un erken bir biyografisi olduğu söylenen kitapta yazarın çocukluğundan başlayarak delikanlılığına giden yoldaki çeşitli yaşanmışlıkları anlattığı öyküler yer alıyor. Ben çeviriyi de öyküleri de sevdim açıkçası. Özellikle öykü severlere tavsiyemdir. 

Sevgi Öyküleri/ Leo Buscaglia: Bu kitap ben ergenlikten çıkalıberi kitaplığımda :)))) Kapağına ve adına aşık olarak almıştım. En son geçen gün aklıma geldi, okudum. Belki çevirisinden belki de öykülerin bana hitap etmemesinden dolayı olacak sevemedim. 13-16 yaş aralığı için tavsiye edebilirim ama yetişkinleri çok da kitaba bağlayacağını sanmıyorum. İnkılap Kitabevi'nden çıkan kitap 117 sayfa. 

İtiraf/ Emile Zola: Geçen yıl bir kitap setinin içinden çıkmıştı bu kitap. Hiç Zola okumamıştım ve bu ilk romanının yazıldığı dönemde ahlaki anlamda tartışmalara yol açtığını ve hem ABD hem de İngiltere'de yasaklandığını duyunca bu kitapla Zola'yla tanışmaya karar verdim. Ben kitabı çok sevdim. Genç bir adamın, evinden kovulduğu için kendisiyle yaşamaya başlayan bir fahişeye aşık olmasını anlatıyor. Bu romanın bir özelliği de deneysel roman türünün ilk özelliği olmasıymış. Zola ile henüz tanışmadıysanız ya da bu kitabı henüz okumadıysanız ve klasikleri de seviyorsanız bence şans veri. Açıkçası kitabı okurken sık sık "oh oldu sana genç" demedim değil :))) Aylak Adam Yayınevi'nden çıkan kitap 192 sayfa ve çevirisi de benden tam puan aldı.

Venedik Taciri/ William Shakespeare: Shakespeare'i ne kadar sevdiğimi bilmeyen kalmamıştır sanırım :)) Ortaokuldayken kütüphanemize bağışlanan Bordo-Siyah Yayınları'ndan olan setini okuyarak aşık olmuştum kendisine.. O seti kim bağışladıysa çok teşekkür ederim. Lütfen imkanı olan herkes en sevdiği kitaptan bir tane de okul kütüphanesine bağışlasın. Belli mi olur kimbilir hangi miniğe inanılmaz mutlu olacağı bir kapı açarsınız :) Kamu spotumu da yaptığıma göre kitaptan bahsedeyim. Antonio isimli tüccar arkadaşı Bassanio'nun sevgilisi Portia'ya gidebilmesi için maddi destek vermek istemektedir fakat tüm nakit parası açık denizlerde dolaşan gemilerine bağlı olduğu için bir zamanlar hakaret edip aşağıladığı tefeci Shylock'tan borç almak zorunda kalır... Shylock'unsa borca karşılık çok ilginç bir isteği vardır , Antonio'nun vücudundan bir parça et kesmek... Olaylar olaylar olaylar tabi :))) Bayıla bayıla okudum bu kitabı. Antik Batı Klasiklerinden çıkan kitap 168 sayfa ve çevirisi de gayet iyi. 




Zavallı Çocuk/ Namık Kemal:
Kadıköy'de bir kitapçıda gezinirken gözüme çarptı bu geçen ay. Kitapçılarda ne bulursam alma hevesim olduğu için içine hiç bakmadan aldım, kasaya gittim. Eve gelince ince olmasının da verdiği bir motivasyonla bir açtım aaa ee oyunmuş bu :))) Neyse okudum tabi. Tıbbiyeli Ata ile Şefika'nın aşkı vardı oyunda. Eski filmler tadında bir kitap. Klasik okumaları sevenler bu kitabı da sever diye düşünüyorum. Sis Yayınları'ndan çıkan kitap 64 sayfa.

Şehrayin/ M. Atilla Maraş: Şiir okumayı çok ama çok seviyorum. Bambaşka bir yere gidiyorum şiir okurken. Evde bu kitabı bulunca okumak istedim. Bu kitaptaki şiirlerden kocaman etkilenmedim bunun da tarzının bana hitap etmemesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Belki okuyan farklı biri çok sevebilir. Elifbe Yayınları'ndan çıkan kitap 79 sayfa.

Öteki Dünyadan Haftasonu Ziyareti/ Ali Benice: Bundan yıllar yıllar sonra teknolojinin hayata iyiden iyiye egemen olduğu yıllarda geçiyor kitap. Kitabın kahramanı  bir sabah odasında sepya bir adamla uyanıyor. Bu fesli Osmanlı karakterini kendisi için sipariş ettiği hologram sanıyor ancak gerçekte o bir hayalet.. İlk etapta yazı dilinden etkilendim hatta "ne güzel bir cümle" dediğim birkaç yer de vardı. Sonraları o kadar yordu ki yazarın kelimelerle oynaması.. Çok da dahil olamadım kitap akıp giderken.. Bu bir gençlik kitabıymış. Gençlerin seveceğini düşünüyorum ancak ben pek de sevemedim. Aylak Adam Yayınları'ndan çıkan kitap 142 sayfa ve bol çizimli.

Hayvan Mezarlığı/ Stephen King: Uzun uzun ama epey uzun yıllar sonra 2. kez King okudum. Göz'ü okuyup inanılmaz etkilenmiştim. Hayvan Mezarlı'ğı da yazarın çok satan kitaplarından olunca bununla devam etmek istedim. Doktor Louis Creed yeni işi gereği şehirden kırsala taşınır. Taşındıkları bu yerde inanılmaz keyifli bir komşuları olur ve yeni çevresine yavaş yavaş adapte olmaya başlar. Tabi ki bu mutlu mesut hava bir zaman sonra gerçekleşen bir ölümle dağılır ve akabinde gelsin olaylar gelsin gerilim... Kitabın ilk 100 sayfasında anlatım gereğinden biraz uzun gibi geldi bana ama çok rahatsız edici miydi? Hayır çünkü bu kitabı cidden kısa bir sürede okudum.  Çok gerilirim ya da korkarım diye düşündüm ancak öyle olmadı ki ben gece yarıları okudum bir de. Sonunu tahmin ettiğimi sandım ama hiç de öyle olmamış. Daha fazla kitaptan bahsetmeyeyim genel hatlarıyla güzeldi tavsiye ederim. Altın Kitaplar'dan çıkan kitap 399 sayfa.

Hiç yorum yok: