27 Kasım 2015 Cuma

Kafası Karışık Röportajlar: Semih ÖZYİĞİT

Karışık kafalı röportajların ikincisini yazıyorum size :) Bu kez konuğum yurtdışında Türkiye'yi başarıyla temsil eden bir basın mensubu, Semih Özyiğit. 

Genç yaşında, ekibiyle birlikte,  Türkleri temsilen, İngiltere'nin en önde gelen sektörel dergisini çıkarmaya başladı. 

Yıllar geçtikçe başarı grafiği yükselen bu derginin editörünü konuk almak istedim bu sefer de. Dilerim severek okursunuz :)



1)Bloguma hoşgeldin Semih! Arkadaşlarımı bu blogda ağırlamak benim için büyük bir keyif oluyor:)  Biraz kendinden bahseder misin? Semih kimdir?


Semih bir hayalperesttir:) Hayal kurmanın verdiği enerji ile bu yeteneğine uygun bir meslek seçmiştir.


2) Londra'ya gitmeye nasıl karar verdin? Etken olan neydi?

İstanbul’da görev aldığım bir gazetenin o zamanki haber müdürü tarafından dış haberler servisine atanmak istedim, İngilizce seviyemin yetersiz olması sebebi ile bu atama gerçekleşemedi. Ardından Nişantaşı’nda bir medya firmasında çalışmaya başladım. Ve maalesef dil problemi burada da karşıma çıktı. Sanırım buradan sonraki hikaye ise klasik; kısa dönem İngilizce öğrenimi için İngiltere'ye geldim. Ve şuan bu ülkede 7. yılımı yaşamaktayım…




3) Şuan ortaklarından olduğun Bussiness UK Dergisi ve Turkish Press Gazetesine gelelim. Nasıl başladı?



Londra’ya gelişimin ardından burada hizmet veren yerel gazetelere başvurularda bulundum. Bir çoğunda muhabirlik, fotoğrafçılık, reklamcılık ve editörlük yaptım. Yaklaşık 2 yıl süren bu dönemin ardından hala ortak olduğum İsmail Karakaş ile birlikte 2012 yılının Şubat ayında Business UK Dergisi’ni çıkartmaya başladık. Ardından aramıza Londra’nın tanınmış işadamlarından bir tanesi olan Ali Eren Balıkel katıldı. Ve onun da verdiği destekle 3 ortak Turkish Press Gazetesi’ni kurduk. Şuan halen aylık olarak Business UK Dergisi’ni ve 15 gün de bir de Turkish Press Gazetesi’ni çıkartmaya devam ediyoruz. 




4) Yurtdışında tek başına bir şeyler başarmak zor. Uzun yıllardır takip ediyorum, siz yolunuza gitgide güçlenerek devam ediyorsunuz. Size destek verenler oluyor mu? Aldığınız tepkiler nasıl?

Dilek her iş zordur:)  

Ama biz Londra gibi bir metropolde bu işin zorluğundan çok eğlence ve heyecanına odaklanıyoruz. Zordan ziyade enerji gerektiren bir iş diyelim.


Çok güzel tepkiler aldığımız gibi ölümcül eleştirilere de maruz kalıyoruz. Bunlar bizi mutlu ediyor. İnsanlar yeter ki tepki versinler, tepki yayınlarınızın takip edildiğinin bir kanıtıdır ve bir gazeteci için takip edilmek en büyük huzurdur…


5) Ben part-time gurbetçiliğim döneminde farkettim ki Londra'da yaşamak oldukça güç. Sen mutlu musun bu seçiminden yoksa zaman zaman da olsa farklı bir rota çizseydim nasıl olurdu dediğin oluyor mu?

Yağmurdan nefret eden birisi olarak bir yağmur ülkesinde yaşamak işe biraz mizah katmıyor değil :)  Buna rağmen Londra’yı seviyorum. İçerisinde kaybolabileceğim her şehri sevebilirim sanırım. Daha farklı yollar olabilirdi evet ve hala da olabilir. Yolları seviyorum. Bir sabah uyanıp bambaşka bir yola karar verebilirim aniden…


6) Londra'ya gidebilmeyi ve hatta yerleşmeyi çok isteyen genç bir nüfus var. Zaman zaman bana da soruluyor ve onlara pek de göründüğü gibi olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Sen ne dersin? Senin bu konuda söyleyeceklerin benim anlattıklarımdan daha belirleyici olacaktır :)



Düşünmesinler, gelsinler :) Bir medya kurumunda deneyim elde etmek isterlerse de bizi bulmaları zor olmayacaktır. 




7) Erasmus Staj Hareketliliği ile Londra'ya gelmek isteyen fazlaca öğrenci oluyor. Siz stajyer alıyor musunuz? Onu da duyuralım eğer böyle bir fırsat vermek isterseniz gençlere :) 

Erasmus ile stajyerler kabul ettik ve etmeye devam ediyoruz. Staj başvurularını info@turkishpress.co.uk e mail adresine yapabilirler.



8) Blog okumayı sever misin? Blogumu nasıl buldun? Senin fikrin ekstra önem taşıyor profesyonel bir gazeteci olarak :) 

Blog okumayı her zaman severdim, yazmaya da bloglarda başladım. Milliyet Gazetesinin blog sayfalarında hala yazılarım vardır örneğin. Bu bloglarda güncel konuları okurken kalıpların dışına çıkmış özgün yazarlar keşfetmek de mümkün oluyor. Senin bloğuna gelince senin karakterin kadar sıcak olmuş. Sık kullanılanlara ekledim ve bundan sonra günlük olarak takip edeceğim :) 



9) Çok sevindim buna :) Her istediğini sorabilirsin demiştin. Seve seve soruyorum, blogumun da bir yazı dizisi aynı zamanda bu soru "Neden Evlenmedin? :)

 Hayatta tek bir evlilik istiyorum. Günümüzde yaşanan deneme evlilikleri gibi değil:)  Bu gerçekleştiğinde bence sonsuza dek sürecek. Gökten 3 elma düşecek. Biri bana, biri ona, biri de bizi okuyanlara…  


Çok teşekkür ederim Semih.  Sana ve ekibine bol şans ve başarılarınızın devamını diliyorum.

Sizi seve seve takip etmeye devam ediyorum :) 

16 yorum:

  1. Blog yazarlığı ile başlayıp bir Avrupa ülkesinde dergi ve gazete sahibi olmak hiç kolay bir iş değil. Semih Özyiğit'ı azmi, cesareti ve aklı dolayısıyla tebrik ediyorum. Kendisinin yola yeni çıkacaklar için güzel bir başarı modeli olduğunu düşünüyorum...
    Dilekciğim güzel bir röportaj olmuş. İnsan 2-3 soru daha sorsaymışta daha uzun bir yazı olsaymış diye düşünüyor. Yüreğine kalemine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semih'e ben de imreniyorum. Nereden nereye dedirtiyor öyküsü :) Canım benim motive oluyorum sen böyle yazınca çok teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Çok hoş bir başarı hikayesi, hayran oldum Dilek. Ben de Londra' ya gitmek isteyenlerdenim ama öğrencilik faslı da geçti artık, hala olabilir mi acaba diye cesaret toplamaya çalışıyordum ki Semih Bey' le yaptığın röportaj çok iyi geldi. Demek hala bir ışık var :) Gidersem Business UK' ye başvuru yapacağım haberin olsun ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa başvur tabi! Bence hiçbir şey için geç değil hem ciddi ciddi gitmek istersen bana da dilediğin kadar soru sorabilirsin elimden geldiğince ben de yardımcı olurum seve seve :) Lütfen vazgeçme bu isteğinden. İngiltereyi muhakkak gör derim :)

      Sil
  3. Genç yaşta yakalanan başarı. Cesareti ve kararlığı etkileyici. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
  4. Nereye gidersen git, doğduğun büyüdüğün ülkenin dışında başka bir ülkede yaşamanın zorlukları her yerde aynıdır. Bence Londra bu zorlukların en az yaşanacağı yerdir. Çünkü kozmopolit bir yer. Yabancı nüfus çok fazla. Sen de herkes gibi yabancısın orada ama herkesten fazla değil o yabancılığın. Öyle hissediyorsun ve böyle hissedince de rahat oluyorsun. :) Güzel bir röportaj olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Bir başarı öyküsü... Her daim yolu açık olsun Semih Bey'in.
    Emeğine sağlık Dilekciğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semih ve kendim adına çok teşekkür ederim sana :)

      Sil
  6. Güzel bir başarı. Azmin elinden hicbirsey kurtulmaz. .

    YanıtlaSil
  7. Keşke bu konuyla ilgili bir bölüm okusaydım ve stajımı yapmamış olsaydım da hemen iletişime geçseydim diye düşündüm :) İngilizcesinin yetersiz olması sonucunda neler doğurmuş.. Her şey çabalamakla oluyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağlık olsun belki eğitiminiz devam ederse yine denk gelirsiniz. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz bence de :))

      Buarada sizin nezdinizde şöyle bir bilgi vereyim Erasmus niyeti olanlara, bölüm sınırlaması pek yok dilerseniz restorana bile başvurabiliyorsunuz :)

      Sil
  8. Ne kadar güzel bir başarı örneği.
    Son soruna bayıldım bu arada :)) "Neden evlenmedin" Verilen cevap da iyi tabii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Semih sağolsun "her istediğini sorabilirsin" diye bir serbesti tanıyınca sordum ve cevabını ben de çok sevdim :)

      Sil

"Güzel yazı, emeğinize sağlık, benim sitem de şu ben de beklerim, bu bir otomatik yorumdur" tarzı sadece yorum yapmış olmak ve link bırakmak amacıyla yapılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Alakanıza teşekkürler :)