Herkese merhaba,
Epey gecikmiş bir ekim ayı listesiyle geldim. Lafı uzatmadan hemen okuduklarıma geçiyorum. Yine fotoğraf çekemedim çünkü telefondan çektiğim fotoğrafları Blogger kabul etmiyor. Sizde de oluyor mu bu? Çaresi var mıdır? :)
Bu vesileyle evrene yine mesaj göndereyim bari sevdiğim bir kitaplığı paylaşarak :D
Bay Bojangles'i Beklerken/ Oliver BOURDEAUT: Romanın başkahramanı bir genç ve onun ağzından ailesiyle yaşadıklarını dinliyoruz. Bohem bir aile içinde yetişen kahramanımız bir süre sonra annesinin yaşadığı sıkıntılar nedeniyle babasıyla birlikte olayların iyice karışmaması için harekete geçer... Bu romana niye bilmem büyük beklentilerle başladım ama çok sevemedim dolayısıyla tavsiye listemde olan bir kitap değil. 153 sayfalık romn Kafka Kitap'tan çıkıyor.
Thibault'lar/ Roger Martin DU GARD: Ve bu güzel serinin son cildini de ekimde bitirdim. Bu ciltte, 2. ciltte başlayan serinin 8. kitabı olan "1914 Yazı"nın kalan bölümleri ve "Epilog" bölümü yer alıyor. 3. cilt diğer iki cilde nazaran daha ağır akıyor çünkü işlediği konular da biraz kasvetli. Artık savaşın patlak verdiği yıllar ve kahramanlarımız bu atmosferi yaşıyor bu ciltte siz de onlarla birlikte yaşıyorsunuz. Kahramanların başına gelenler özellikle de son 50 sayfa benim kalbimi acıttı. Bunun bir roman olduğunu biliyorum ancak vaktiyle böyle hikayelerin yaşandığını da biliyorum ve çok düşündüm okurken kendimi yerlerine koydum. Kahramanlarını sevdiğim romanlar biterken benim kalbim kırılıyor size de oluyor mu? Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan serinin bu son kitabı 456 sayfa.
Unutma Beni Apartmanı/ Nermin YILDIRIM: Yıldırım, Türkiye'nin en iyi kalemlerinden biri bana göre. Bu kitap da bu güçlü kalemin ilk kitabı. Kendisiyle tanışmam "Dokunmadan" isimli kitabıyla olmuştu ve o kitap çok sevdiğim kitaplardan biriydi. Bu kitap hem ilk kitabı olması hem de daha önce gerçekten çok iyi kitaplarını okumuş olmam sebebiyle bana "vay be" dedirtmedi ama asla kötü bir kitao değildi. Çevirmen olan Süreyya babaannesi ile büyümüştür ve yıllar yılla sonra günün birinde bir telefon alır. Telefonun ucundaki ses "anne"sidir... Ne hissedeceğini bilemeyen Süreyya'nın kah çocukluğu kah gençliği kah şimdiki zamanları arasında gezintiye çıkıyorsunuz kitapla. Ben Nermin Yıldırım'a hayran olduğum için elbette tavsiye listemdeki kitaplardan biri. Hep Kİtap'tan çıkan roman 424 sayfa. Doğan Kitap'tan çıkan kapakları daha güzeldi belki biri görür de bu fikri değerlendirir :D
Gargantua/ François RABELAIS: Dünya edebiyatında ilk romanı olarak kabul edilen bir kitap Gargantua. Bu konuda "ilk modern roman" olduğu kabul edilen kaynaklar da var. Bu tartışmaya karşın Boccacio'nun "Decameron"u ilk modern roman kabul eden kaynaklar da var bilemedim ama çok da farketmiyor ben kocaman bir şevkle okudum ilk roman örneği kabul edildiği , bir kilometre taşı olduğu için. Kitap aynı zamanda yazarının da ilk kitabı. Kitabı mutlu bir hisle bitirdim hem "ilk roman"ı okudum hem de gerçekten dönemini güzel hicveden bir kitap okudum. Normalde seri 5 kitaplık bir seriymiş ancak piyasada sadece "Garnagtua" ve "Pantagruel" çevirisi var şu an. Daha önce diğer 3 kitap çevrilmiş mi bir bilgi bulamadım. Gargantua ve Pantagruel bir baba oğul. Gargantua'nın doğumundan, eğitimine, oynadığı oyunlara, beslenmesine kadar bir çok bölüm var kitapta ve bu bölümler üzerinden dönem yaşamı güzelce eleştiriliyor açıkçası bu kadar ince ve güzel bir kurgu beklemiyordum beni şaşırtmadı da değil. Fakat tüm bunları yazarken herkesin seveceği tarzda bir kitap olmadığını ve kitabı okumadan önce bahsedilen döneme dair bir miktar bilgi sahibi olunması gerektiğini de belirteyim. Her ne kadar dipnotlarla açıklamalar olsa da bir miktar bilgi şart. Pantagruel'i de aldım onu da ilk fırsatta okumak istiyorum. Türkiye İşbankası Kültür Yayınları'ndan da çıkıyor kitaplar ancak ben baskısını daha çok beğendiğim için Everest Yayınları'nı tercih ettim. Kitap 288 sayfa ve meraklılarına tavsiyemdir :)
Sisler Prensi/ Carlos Ruiz ZAFON: Çok tatlı bir gençlik romanı Sisler Prensi. 2. Dünya Savaşı döneminde, savaşın koyu rengi yüzünden , merkezden kırsala kaçan Carver ailesinin çocuklarının , taşındıkları evde olan garip olayları farketmeleriyle başlayan ardından da büyüyen bir olaylar zincirini anlatıyor. Hikayeyi ailenin oğlu Max'in ağzından dinliyoruz. 1993'de ilk kez yayınlanan roman aynı zamanda yazarın da ilk romanıymış. Yazarın "Rüzgarın Gölgesi" isimli romanı da var bende ve onu da ilk fırsatta okumak istiyorum. Ben sonuna üzülerek bitirdim bu romanı. Gizemli romanlar seven genç kardeşlerimize çok güzel bir hediye olur bu kitap :) Altın Kitaplar'dan çıkan roman 173 sayfa.
Felatun Bey ve Rakım Efendi/ Ahmet Mithat Efendi: Türk Klasiklerini okumayı çok seviyorum. Bu romanda Batılılaşmanın negatif tarafları kahramanlardan Felatun Bey üzerinden anlatılır. Rakım Efendi de Doğu'nun güzide özelliklerini taşıyan bir karakterdir. Bu iki karakterin mukayesesi üzerinden Batı- Doğu karşılaştırması yapılır. Ben severek okudum ve Türk Klasiklerini sevenlere de tavsiyemdir. Morpa Yayınları'ndan çıkan baskısı vardı bende ve bu baskı 192 sayfa. Şu an Morpa'nın baskısı yok ama İş Bankası nefis kapaklarla yayınlıyor Türk Klasiklerini.
Örümcek Ağı/ Agatha Christie: Bir diplomatın eşi olan Clarissa sürekli olasılıklar üzerine konuşur ve planlar yapar. Günün birinde "bir ceset bulsam" diye düşünürken bu düşüncesi garip bir şekilde gerçek olur ve evinde bir ceset bulur... Christie'nin tüm romanları gibi bu da kurgusuyla sizi ters köşe yapacak bir polisiye ve elbette her zaman olduğu gibi tavsiye listemde. Altın Kitaplar'dan çıkan roman 192 sayfa.
Yılkı Atı/ Abbas SAYAR: Bir arkadaşım bana yıllar önce, Anadolu'da yılların emektarı atların yaşlandığında ve artık eskisi kadar iyi iş göremez duruma geldiklerinde , hizmetlerini gördükleri aileler tarafından evden uzaklara gönderilip burada kışı çıkarabilirse gelecek yaz tekrar alınmak üzere terkedildiğini anlatmıştı. Nasıl üzüldüğümü anlatamam... Bu roman tam bu hikayeyi anlatıyor işte. O kadar güzel anlatılmış ki etkilenmemeniz pek mümkün olmuyor. Ötüken Neşriyat'tan çıkan kitap 120 sayfa.
Savaş ve Barış Manga: Manga okumaya bayılıyorum bu nedenle Yordam Kitap'ın Manga Serisini aldım şu ana dek okuduğum tüm mangalarını da çok sevmiştim ancak bunu sevemedim eğer bu 192 sayfalık manga sonlara doğru toparlamamış olsaydı cidden hayal kırıklığı olacaktı. Tolstoy'un canım kitabını pek de iyi anlattığını düşünmediğim için tavsiye listemde değil.
Buraya fıstık bir şarkı bırakıyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
"Güzel yazı, emeğinize sağlık, benim sitem de şu ben de beklerim, bu bir otomatik yorumdur" tarzı sadece yorum yapmış olmak ve link bırakmak amacıyla yapılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Alakanıza teşekkürler :)