Geçen gün Instagram'da bir popo gördüm. Hıhı evet evet popo bildiğimiz popo... Efendim popoyla karşılaşmamız şöyle gelişti.
Kırmızı bikini altı-filozof kombinli bir fotoğraf gördüm. Sadece popo yani en azından ilk görüşte popo zira direk popoya ve altında, sözü paylaşıldığı için, kemikleri sızlayan filozofun deyişine çakılı kaldım.
Neyse şu poponun hesabına bir bakayım dedim. Aman da aman popo yer görmeyen , iflah olmaz bir gezgin çıktı. Popo Türkbükü'nde, popo Bağdat Caddesi'nde, Popo Kıbrıs'ta , popo yogada... Bir popo benden daha çok geziyor ve inanılmaz konumlarda etiketliyor kendini. Üstelik de oralara aşırı lüks minibüslerle gidiyor.
Bu popo her gittiği yerde arkası dönük bir şekilde aynı pozu veriyor ve altına özlü sözler yazıyor. Zaman zaman ayak ve eller de popoya eşlik etse de popoyu her fotoğrafta tek geçiyorsunuz...Poponun sahibine "kız allasen şunun üstüne otur da yorulmuşsundur belin kırılacak bacım akrobatik pozlar vereyim derken" demeyi de çok istedim. Buarada bu kızla bir gün denk gelsem bana su verse "hay popon dert görmesin"derim diye de korkarım. :(
Kızın şey pardon poponun gittiği mekanlar bir Afrika ülkesindeki açlığı bir kaç yıllığına minimum seviyeye indirebilecek düzeyde üstelik. Söz konusu poponun iyi bir mesleği var ve tahmin edebileceğiniz gibi bir de ülkede iç savaş çıkarabilecek kadar takipçisi...Üşenmedim, oturdum, hesapladım. Takipçiler adam başı 5 lira bağışlasalar okul yaptırabiliyorum ama en uzay üssü olanından. Hah tam böyle düşünürken kendi zaafımı yakaladım. Ben niye ilişkilerde başarısızım?
Çünkü hep bu popoları beğenen, içinde bir Hugh Heffner barındıran beyleri beğeniyorum :(
Dilekcim bu beyler senin ligin değil. İlle de zorlayacaksan önce kafayla popoyu değiştirmemiz lazım zira sen okuduklarını paylaşırsan, kanka Dilaver gibi her topa atlar erkek erkek şeyler konuşursan, böyle ortalarda dert anası gibi gezinirsen üstüne giydiğin vintage elbiselerini atıp yok mini çok mini aşırı miniler giymezsen tabii ki dikkat çekmezsin hatta muhabbet geliştirdiğin şahıslar da sana "sen benden hoşlanıyorsun" derler böööyle bakakalırsın... Ama kırmızı bikini altına Konfüçyüs rekor üstüne rekor kırabilir. Alınmaca gücenmece yok Dilekcim... O kızda dantel Victoria'nın sırrı ise sende sizin salonun lavanta kokulu brode perdesi. O Düşes Sarah Ferguson'sa sen bükük boynuyla ölmeye yatan Lady Di'sin... Sorry tatlım hayat böyle...
Vayyy be acı gerçek bir poponun hesabında yüzüme çarptı iyi mi? Devir popo devriydi ey Emma Goldman Dilek. Senin gibi Dömi Klasik bir feministi yaşatırlar mı kızım heeeey gidi heeeyyy... Elinden adamı alırlar öyle popolara baka kalırsın breh breh breh... Neyse kendimi gömdüğüm yeter biraz da karşıma çıkan beyefendileri indireyim de yüreğim soğusun :)))
Arz mı talebi doğuruyor yoksa talep mi arzı? Ben bu konunun en başında derste olmadığım için net bir yanıtım yok. Sadece inanılmaz eğitimli, düzgün tipli, aşık olunasıca erkeklerin büyük bir kısmının tam da bu popolara meylettiğini biliyorum. Hatta kızın yüzü yok deseniz "olsun popo güzel" diyecek kıvamda eriller tanıyorum bizzat ben kendim tanıştım bunlarla...
Hoşlandığım bir beyefendi vardı. Kendisinin kısa bir zaman öncesine dek Instagram çetelesini çıkarıp İnstagram'dan "yılın stalkerı" ödülü alacak kadar incelemişliğim vardı. ( Haaa yok Memo sen değilsin. Buralardasın dimi Jr seni az bekle sana da sıra gelecek. Bu Memodan 17 yazılık malzeme çıkar da "arkadaşlığımızın" hatırına kendime saklıyorum :))))
Şimdi bu beyefendiden çok ama çok hoşlanıyordum ya baktım adam iyi eğitimli, üniformalı yapısının yanında bir de Hugh Heffner'miş iyi mi? :( Yahu beğendiği hanımefendilerin üzerinde neredeyse bir şey olmamasını şöyle geçtim her biri mi cilt kanseri olacak kadar yanık olmak ve anoreksia hastası gibi görünmek zorunda??? Hele hepsinin anıt misali kendi selfilerinin altına "atara atar gidere gider bundan sonra herkes ederi kadar" vari şeyler yazışına ne demeli?
Bu tablodan da anlaşıldığı üzere ben Rosa Luksemburg Dilek kalkıp kendine Hugh Heffner bulursa tabii ki gelir burada popo diye yazı yazar :(
Bir örneğim daha var. Mesela eskiden bi beyefendiden hoşlanırdım çocuk siyaset bilgisi kısıtlılar başkanı olmasına rağmen dinlerdim onu. Yani konu değiştirmeye çalışıyorum adam yeniden açıyor aynı konuyu. Sonra toplum analizine giriyor "yok" diyor "Trabzon'un ligde hakkını yediniz" olum ben Aziz Yıldırım mıyım? Manyak... Hiç unutmam 2 yıl önce bir ramazan gecesi sahur sonrası olmuş. Millet sabah namazına akıyor bu Memo mesaj attı "uyudun mu?" "Yok seni bekledim bana parti yeniden yapılanmasını bir de toplum analizini anlat diye"...
Bu "uyudun mu" mesajı hoşlandığınız birinden gelince normalde nerelere gider değil mi? Yani beklentim dirty talk değil zaten öyle bir argümanım da yok da bakın bizimki nereye gitti? Bu gidişattan sonra tabii yüzümde gülen b.k emojisi oluşmadı değil...
Biz BM genel sekreterleri oturduk partilerüstü sistem analizini dinledik Memonun. Hayır bir de saat 6 gibi demesin mi "uykum geldi" hahahah.
Allahın varsa uyu Memo ve dilerim hafızasız uyanırsın sabaha ... Şimdi bu siyaset bilimci görünce analiz yapıyor ya doktor görünce ne yapıyor acaba... Vallahi acıdım dişçisi/komşusu Aykut Abiye Hemen de abim olur hemen de sahiplenirim hayır adam da Çerkesmiş zarafetle dinliyordur Memo'yu "evet memo evet dişlerde siniri etkileyen fistül insanlığın en büyük dramı sen de haklısın kardeş dur ben bir çay daha koyayım senin susacağın yok" ahahaha
Benle en içinden çıkılmadık konuları konuşan Jr Heffner gidip de Ukrayna'lı Gaga ablanın fotoğraflarını beğeniyordu. Gerçi kız satranç oynuyordu ama ben şahsen kendim paylaşımlarında popo, bacak , göbek gördüğüm için Memo'nun sonraki hamlesini tahminde zorlanmadım.
Özetle bacılarım eğer benim gibi ayda en az 5-10 kitap okuyayım, sosyal medyada onları paylaşayım, ülke/dünya sorunlarına da el atayım yetmezse bir de sivil toplum kuruluşlarıyla tanışayım derseniz pek şansımız yok... Ortalık dişi Dan Bilzerian'larla ve onlara meyilli Heffner'larla doluyken zor...
Ama ben inanıyorum bir gün ben "I did it my way" şarkısını söylerken telefonum çalacak ve Frank arayacak "alo Dilek müsaitsen sana bir şarkı söylemek istiyorum" diyecek.
"Frank. Seni sabaha kadar dinlerim eğer siyaset bilimi kasmayacaksan" diyeceğim
"Fly me to the moon" diyecek "ay Mehmet üstüne alınmasın" diyeceğim
"Ne Mehmet'i bence alınacak bir şey zaten yok üstelik de onun Harvardlıyı bal gibi kıskandığını ikimiz de biliyoruz. Kendisi nasıl Boğaziçi bitirmişse? Eminsin dimi Dilek? " diyecek ve ben de "haklısın o ancak Filipinler'den blogumu stalklasın zaten yapacağı tek şey de o olur mahvetti güzelim arkadaşlığı " diyeceğim hahahah Frank Sinatra'yı hortlatıp bir mahalle gıybeti sohbetine de kattım ya haydi bu kadar deli saçması yeter :)))))
Sevgili çok okumuş, yalan söyleyip, rol yapamadığı için sivri dilli diye yaftalanan, geçimsiz sanılan ama pamuk kalpli kızlar umudunuzu yitirmeyin! Bizler birer Audrey birer Belgin ekolüyle büyüyen, masallara hala inanan ve işte sırf bu yüzden de en büyük yarayı "güvendiği" dağlardan alan ama yine de güvenmekten vazgeçmeyen, bizler vintage elbise seven, hoşlandığı adamı hala "beyaz atlı prens" diye tabir eden, Türk Filmlerindeki o saf aşkların bizim de başımıza gelebileceğini uman o yaşı büyüyen ama umudu hala 18inde baki kızlarız ve popolarımızı plaj dışında hiçbir ortamda paylaşmayacağız ve dahi altına özlü sözler yazıp sahiplerini gittikleri yerlerde rahatsız etmeyeceğiz! :))))
Bir gün o telefon çalacak ve o adam o telefonun ucundan size şarkı gibi gelecek sözcükleri söyleyecek. O vakte kadar da buyurun dünya güzeli Frank Sinatra asla yolunuzdan vazgeçmemeniz için söylersin.
We did it our way and we will always do! Bizi seven de böyle sevsin ama değil mi benim güzel Amazon'larım? Hepinizi sevgiyle kucaklar, öperim. Çok gaza geldim gidip gelecek seçimler için parti kurayım bekar bacılarım oylar bana anlaştık mı? :))))
