Mayıs-Haziran pek de iç açıcı geçmedi benim adıma. Halihazırda da okuma açısından iç açıcı değil temmuzda henüz tek bir kitap okuyabildim.
Haziran ayında ise 6 kitap okumuşum onlardan kısa kısa bahsedeyim.
Yalnızlıklar/Hasan Ali TOPTAŞ: Toptaş artık benim için bambaşka yeri olan kalemlerden biri. Hayatınıza giren herkesin bir görevi var diye düşünüyorum. Geçen 2 yılda en güzel sürprizleri bana yapan can Kitap Sevinci bana yollamıştı Kuşlar Yasına Gider'i... Adeta kaderimi yollamış gibi... Bu ay da Yalnızlıklar'la devam ettim Toptaş okumaya. Kitabın türünü tarif edemiyorum ne tam şiir diyebiliyorum ne de değil. Çok çok ama çok güzel bir kitap Yalnızlıklar. Hele babalarla ilgili kısmı beni can evimden vurdu diyebilirim. Hala Toptaş'la tanışmadıysanız şiddetle tavsiyemdir. Mesela Yalnızlıklar'la başlayın. Everest Yayınları'ndan çıkan kitap 115 sayfa .
Liberal Çiftlik/Uğur MUMCU: Canım Uğur Mumcu sen bu ülkeye gelmiş bakış açısı en temiz, dili en tatlı, görüşleri en objektif insanlardan birisin dersem yanılmış olur muyum? Bence olmam. Uğur Mumcu'nun seti kitaplığımda bekler dururdu nicedir. Sevgili Zülal'im bana önermişti ilk. Okumak geçen aya kısmetmiş. Yahu bir anlatım bu kadar mı komik olur? Bu kadar mı temiz bir dille bu kadar mı herkesin anlayabileceği kadar güzel yazılır siyaset? Kitap, eline alan herkesin okuyabileceği bir akıcılıkta yazılmış Hayvan Çiftliği ile başlayan ve dönem siyasilerini eleştiren akıl dolu, müthiş bir kalemden şahane bir siyasi hiciv olmuş. Kitabı kapatırken şunu dedim "85'ten bu yana hala aynıyız". Canım Mumcu nurlarla uyu ne güzel kitaptır bu. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Yayınları'ndan çıkan kitap 95 sayfa. Ah niye uzun değildi ki? Doyamadım ben okumalara.
Gulyabani/ Hüseyin Rahmi GÜRPINAR: Hala Gürpınar'ın aşığı olduğumu duymayan varsa hemen duysun! Gürpınar'a aşırı derecede bir sevgi içeriyor bu bünye :) Buaralar ben de bir miktar Gulyabani olduğum için okudum bu kitabı. İnsanların dini inanışlarını kullanarak istediğini yaptırmaya çalışan bir adam ve bir konak ahalisinin komik, sevimli hikayesi. Bolca çocukluğumuzu barındırıyor. Ah Gürpınar ne güzelsin :) Maviçatı Yayınları'ndan çıkan kitap 192 sayfa.
Eylül/ Mehmet RAUF: Milyon kere elime alıp 150. sayfasında bıraktığım Eylülcüğüme artık iade-i itibar yapma zamanı gelmişti. Aslında mayısta başlamıştım ama bitirmek hazirana nasipmiş... Eylül Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı. Roman Süreyya ve Suad çiftinin mutlu giden evliliklerinin çiftin arkadaşı Necib'in varlığıyla birden yön değiştirmesini anlatıyor. Aşk ne kadar ilginç bir yazgı insan kendine hiçbir durumda ket vuramıyor gerçekten de. Kamu spotumu da yaptım gideyim :) Bordo Siyah yayınları'ndan okudum ben Eylül'ü. Kitap 401 sayfa. Klasik okumalar yapmayı sevenlere önerimdir.
Saraybosna Çellisti/ Steven GALLOWAY: Gerçeğe dayanan öğelerle yazılmış bir kitap Saraybosna Çellisti. Ateş altındaki Bosna'da her gün yaşadığı apartmanın dışına çıkıp performans gerçekleştiren bir çellist ve onu keskin nişancıdan korumakla görevli olan bir asker ve Bosna'da savaşı yaşayan insanların hikayelerinin ayrı ayrı ağızlardan nöbetleşe anlatıldığı bir kitap. Bazı yerlerde boğazıma bir ağırlık bazı yerlerde de gözlerime sağanak yaşlar düştü bu kitabı okurken. Aslında ajite eden tek bir öğe yok yazım dilinde ama "bunlar gerçekten oldu değil mi?" Dedikçe ağlamak geldi içimden. Hala hatırlarım Coşkun Aral'ın görevli olarak gittiği Bosna'da tuttuğu otel odasının delik deşik olduğunu gösterişini... Yani ne diyeyim ki? Sade, duru ama bir o kadar da ağır bir kitap aslında. Ben sevdim zaten kendi kendini okutan kitapları severim. Tavsiyemdir. Odtü Yayıncılık'tan çıkan kitap 203 sayfa.
Takıntı/Mehmet Akif TOKTAŞ: Yazarı tarafından okumam için gönderildi bu kitap. Öncelikle yazarına çok teşekkür ederim hem imzalı kitap için hem de sonrasında fikirlerimi sonuna dek dinleme zarafeti gösterdiği için. Kitapta, takıntılı aşık Aykut, hasbel kader tanıştığı Salih, aşkı Melisa ve bir seri katili arayan Komiser Azer'in yollarının kesiştiği bir hikaye anlatılıyor. Kitapta yazım/imla hatası var ama onları görmezden geliyorum. Yazarın ilk kitabı olduğunu hesaba katarak değerlendirmemi yapıyorum. Bu haliyle beni kendine çok dahil edemedi kitap. Hikaye bence okuyucuyu yakalıyor ama diyaloglar hikayeye eşlik ederken bir miktar hafif kalıyorlar diyebilirim. Kurgu azıcık daha geliştirilip, diyaloglar üzerinde çalışılsa bence bu kitap çok satanlar listesine girebilirdi. Toktaş eğer 2. kitabında kendisine önerilenleri dikkate alırsa bence Türk Edebiyatı yepyeni bir yazar kazanacak. Söylemedi demeyin :) Koyu Kitap'tan çıkan kitap 256 sayfa.
Yorumlarım kapalı evet :) "Geldim. Buradaydım" demek istersen +1 bırakabilirsin. Bazı +1leri ne yazık ki görmüyorum. İade-i ziyaret yapmadıysam bundandır. Çokça sevgiler :)