Herkese merhaba,
Eylülü bitirdik hatta ekimi de yarıladık sayılır. Bu yıl da bitip giderken bir minik teşekkür etmek istedim bu yazıda. Son bir kaç ay üzerimden silindir gibi geçerken çok ama haddinden fazla insanı hayatımdan çıkarmak zorunda kaldım.
Gönül ister ki tüm ilişkiler hep "ilk günkü" gibi kalabilse ama yıpranıyor, yüz göz oluyor ve bıktırıyor bazıları... Gidenlere veda ederken bir de hem yeni gelenler hem de eskiden kalan ama bağları daha fazla kuvvetlendirdiğiniz insanlar oluyor. Kendimi toparlamamda payı olan özel insanlara çok teşekkür etmek istedim ve hoşgeldin demek :)
Bu yazıda tek kare fotoğraf kullanabildim.Zamansızlık fotoğraf çekmeme bile izin vermiyor. Yoğunluğumu düşünün :( Evet 9 kitap okumuşum geçen ay. Hafif toparlandım derken bu ay hiç kitap bitiremedim muhtemelen gelecek ay da böyle olur zamansızlık en büyük sıkıntı bu ara ama sağlık olsun :)
Geçen ay okuduklarım şu şekilde
Bitirgen/ Figen ŞAKACI: Bir Kitap Sevinci hediyesiydi bu şahane kitap. Hayriye'nin ergenlik günlüklerine daldım ve her sayfayı çevirişimde "ay inanmıyorum bu kadar ben olamaz yahu" diyerek kah güldüm kah çok sağlam göz yaşı döktüm. Yani şimdi ben yaştaki kızlara sorarım hangimiz bir öğretmenine platonik aşk beslemedi? Hanginizin "orospu Züleyha" gibi komşusu yoktu? Hangimizin yaşça büyük çocukları bize abilik, ablalık etmedi? Hele sene 80ler olunca komşuluk daha güzel değil miydi? İşte bu kitap bana 99 sayfada hızlandırılmış bir yolculuk fırsatı sundu çocukluk günlerime... Şimdi Hayriye'nin yolculuğuna kaldığı yerden devam ettiği diğer 2 cildi de alıp okuyacağım. Çocukluğundan bir parça bulmak isteyen her yaştan kız çocuğuna tavsiyem olsun İletişim Yayınları'ndan çıkan bu kitap.
Köpek Kalbi/ Mikhail BULGAKOV: Bu kitap Bulgakov'la ilk tanışma kitabımdı. Okuduğum kitaplar içinde hem tiksinip hem hayran olduğum nadir kitaplardan biriydi. İlk kez 1925 basılmış ancak Batı'da 68de Rusya'daysa 87 yılında yayınlanabilmiş. Niye mi? Kitap Rus sisteminin şahane bir hicvi çünkü. Fazlaca muhalefet yapılmış kitap içinde. Ben de bayılırım sistemi cesurca eleştirebilen yazarlara :) Kitabın konusuna gelirsek , Rus profesör Philiğ Philippovic sokakta bulduğu köpek Sharik'i denek olarak kullanmaya karar verir. Sharik'e bir erkeğin beynini ve testislerini naklederek ondan bir insan meydana getirmek ister ve bunu da yapar... Köpek Sharik olur Yoldaş Sharikov. Peki bu karar yerinde bir karar mıdır? Yoksa profesör kendi eliyle bir canavar mı yaratır???? İşte bu soruların cevapları için buyurun Köpek Kalbi'nin sayfalarına :) Ben Kaknüs Yayınevi'nden okudum kitabı ve çevirisi güzeldi.
Eugenie Grandet/ Balzac: Kitap iki ana temel üzerine oturtulmuş biri cimrilik diğeri ise aşk. Bu iki kavram birbiriyle nasıl geçinir? Geçinemedi de zaten. Kitabı sinirle okudum ve habire "yediler gül gibi kızın başını yazıklar olsun" dedim :))) Cimri bir babanın güzeller güzeli kızı, kuzenine, aşık olunca çelişkiler, seçimler ve fedakarlıklar yapmak zorunda kalır. Yazar kitabını "toplumsal bir yergi" şeklinde lanse etmiş. Gerçekten de bazı değerlerin yıllar öncesinde bile bir kısım insan için günümüzde taşıdığı değeri taşıması... Ben kitabı sevdim. Klasiklerden biri olduğu için bile okunmalı diyorum. Bordo Siyah Yayınları'ndan çıkan kitap 280 sayfaydı. Çevirisi de güzeldi.
Muhteşem Gatsby/ F. Scott FITZGERALD: Kitabı okumadan önce "adı gibi muhteşem" ve muadili o kadar çok övgü duyunca beklentim Ağrı Dağı idi ama... Çeviriden mi yoksa muazzam bir beklentiyle okumaya başlamamdan mı bilemedim bahsedildiği kadar etkilenmedim. Kötüydü diyemem ama bahsedildiği gibi de değildi. Filmini de özellikle izlemedim ki önce okuyup fikir edineyim istedim... Bilemiyorum belki başka yayınevinden okusam severdim. Kitabın sadece sonu "ayyyy" dedirtti bana en yüksek oktavla. En azından bunun hatırına iyi anılarla ayrılabiliriz diye düşünüyorum. Fazla yorum yapmayayım kısaca konusundan bahsedeyim. Sevdiği kadın varlıklı bir adamla evlenmiştir ancak kadını bir türlü unutamayan Gatsby günün birinde onun yaşadığı yere geri döner ve onu yeniden kazanmaya çalışır. Martı Yayınları'ndan çıkan kitap 208 sayfa.
Pancarcı Çocuk/ Samed BEHRENGİ: Behrengi'ye nasıl bir aşkla sevdiğimi bilen bilir. Tüm kitaplarını toplamaya çalışıyorum. Geçen ay da bu kitabı attım sepete :) Bir köy öğretmeninin anılarını anlattığı minicik bir kitap. Küçük Kara Balık, Bir Şeftali Bin Şeftali ya da Çıngıraklı Deve'den aldığım tadı bu kitaptan alamadım ama asla kötü diyemem. Gece Kitaplığı'ndan çıkan yayın 48 sayfa. Behrengi severler ve çocuklara tavsiyemdir :)
Rüzgar Gülü/Halil CİBRAN: Cibran'ın az ve sade kelimelerle kocaman şeyleri anlatmasına bayılıyorum!!! Bu kitap Cibran'ın minicik hikayelerini barındırıyor hatta bazıları yarım sayfa ama ben en çok o yarım sayfalık öykülerden ikisini sevdim. Plutokrat ve Tiranlık. Tabii ki diğer hikayeler de gayet güzeldi. Doğu Felsefesini seviyor ya da ona dair okuma yapmak istiyorsanız Cibran tavsiyemdir. Maviçatı Yayınları'ndan çıkan kitap 115 sayfa ama ilk 55 sayfası Cibran hakkında bilgiler içeriyor. Çevirisini sevdim.
Çok Bilen Çok Yanılır/ Recaizade Mahmut Ekrem: Ortaokul sıralarında Recaizade belki de ismini "ay yine mi sen" diye andığım yazarların başında gelirdi. Yahu her yazılıda mı Recaizade? Aşık olduğunuz hanım Recaizade mi seviyordu Cengiz Hocam? Neyse o çağlarda pek yıldızımız barışmasa da ilerleyen zamanlarda okuduğum ve barıştığım bir isim oldu kendisi :) Çok Bilen Çok Yanılır kısa bir oyun. Maraş Kadısı'nın kaymakama yapmak istediği bir kötülük vardır ama bilmeden kendi başına kocaman bir çorap örmüştür Kadı Efendi :) Recaizade açgözlülük, hırs ve kıskançlığa dair yazmış. Sis Yayınları'ndan çıkan kitap 120 sayfa. Türk Klasikleri'nden okuyabildiğim kadarını okumak istiyorum o yüzden bu kitabı da haneme artı puan olarak yazdım :)
Rahatlık Tuzağını Aşmak/ W. DREYDEN-J.GORDON: Elime aldığım an farkettim ki yıllar önce okumuş ve harıl harıl altını çizmişim :)))) Yıllarca hiç bir şeyin değişmemesi???? Maalesef ki ben rahat bir insanım. Bugünün işini her dem yarına, öbür güne, sonraki aylara bırakırım ve hiç gocunmam :))) Tembelim işte of. Ne oldu diyeyim kitabı elime aldım "ay aman yarın okurum ya" dedim. İşte o kadar tembelim :))) Kitap çok şey katmadı bana "şöyle yaparsan bu olur" dedi ki ben kendime hep söylüyorum "Dilekcim ne kadar ekmek o kadar köfte"... Bende işe yarayabilir derseniz bir bakın. Rota Yayınları'ndan çıkan kitap 229 sayfa.
Toplum Sözleşmesi/ J. Jacques RUSSO: Bu kitabı bir çalışmada kullanmak için okudum. Daha önce yazdığım için yeniden yorum yapmayacağım.
Benim kitaplarım bunlardı dilerim fikir vermiştir :)