Merhaba,
Sahalara döndüm :) O kadar tembelim ki şu ara tek satır yazasım yok... Ama bu yazıyı daha fazla bekletmek istemediğimden yazıyorum. İlk fotoğrafı çekerken minik bir misafirim vardı. Bu kadar tombik bir kızı kırıp kadraj dışına atamadığım için uzak çekim oldu ama olsun :)
Komünist Manifesto/SPK: Geçen ayın en iyi kitabıydı der miyim? Diğerleri alınmasın da derim! Siteden sipariş verirken yazarına bakmadan Marx-Engels'tir diyerek aldığım ama Sosyalist Hasta Platform'una ait çıkan bu manifestoya aşık oldum! O kadar iyi ki! Kitabı ruh ikizim yazmış bence. İlaçlara inanmayan ve toplum düzeninin insanı hasta edip sonra da kendi icadı ilaçlarla iyileştirmeye çalışırken yaşanan serüveni anlatmış. Kitabın mottsu "maddi tıp şeytandır". Altı Kırkbeş Yayınları'ndan çıkan kitap 46 sayfa.
Anarşizm ve Doğrudan Eylem/ Voltarine De Cleyre: Cleyre anarşizm denince akla gelen ilk isimlerden biri. Bu kitabı siyaset bilimi okumalarıma fayda sunar diyerek almıştım. Doğrudan Eylem ve Anarşizm tanımları mevcut kitapta. Güzel ama dili yer yer yorabilir aşina olmayanları. Altı Kırkbeş Yayınları'ndan çıkan kitap 56 sayfa.
Boktanlık Üzerine/ Harry G. Frankfurt: Minicik küçücük bir kitap boş, mantıksız konuşmalar ve bunlara yüklenen anlam üzerine yazılmış ve sonuyla vuruyor. Kolay okunabilen bir kitap olmadığını da diyeyim. Boyutlarına aldanmayın :) Altı Kırkbeş Yayınları'ndan çıkan kitap 56 sayfa.
Tehlikeli İlişkiler/ Laclos: Uzunnnnnnnnn ama epey uzun yıllar önce filmini izleyip vurulmuştum... O kadar sevmiştim ki anlatamam. Geçen ay gözüme çarptı "okuyayım bunu yahu" dedim. İyi ki okudum! Birkaç kişi arasındaki mektuplardan oluşan içiçe geçmiş entrikalı aşk hikayeleri mevcut kitapta. O kadar ama o kadar güzeldi ki hele de sonu... Engin Yayıncılık'tan çıkan kitap 495 sayfa.
Öç Öyküleri Antolojisi: Poe'dan Steinbeck'e çeşitli yazarların öç konusunda yazılan öykülerinin derlemesiydi bu kitap. Ben çok severek okudum ve bazı öykülerde "aaaa amanın ya" dedim :))) Bordo-Siyah Yayınları'ndan çıkan kitap 332 sayfa. Öykü severler muhakkak bakın derim.
Kral Lear/Shakespeare: Bahtsız baba Kral Lear'ın evlatlarıyla arasındaki ilişkileri anlatmış kitap. Okudukça hayırlı evlat diledim çevremdekilere :))) Fakat kitabın şöyle bir dezavantajı var Shakespeare'in o şiirsel anlatımından ne yazık ki uzak. Daha bir Türkçe okuyorsunuz eseri. Bana klasik tadı vermedi ama böylesini tercih edenler için güzel diyebilirim. Anonim Yayıncılık'tan çıkan kitap 189 sayfa.
Dilaltı/Anonim Hanım: Bu kitap bana bir etkinlik çerçevesinde geldi. İlk başladığımda bir apartmanın bodrum katını basan penisler ve dillerle muhatap olunca "bu ne ya" demedim değil.. Okudukça oturdu taşlar.. Yazarın sembollerle anlatımını yer yer sevdim yer yer kelimeleri coşturayım derken yormadı değil. Ama bundan sonraki kitabında dilinin oturacağını düşünüyorum. Kitabı okurken 80lerin Türk Filmlerini seyreder gibi bir tat aldım :) Kitap bir apartmanda oturan karakterleri tasvir etmiş. Aslında onlar hep çevrenizdeler.. Kiminin çocuğu olmuyor, kimi evlatlık olduğunu düşünüyor, kimi oğlanı bulana kadar çocuk yapıyor vs vs vs.. Minval Yayıncılık'tan çıkan kitap 286 sayfa.
On Küçük Zenci/ Agatha Christie: Daha önce niye okumadım dediğim kitaplardan biri de buydu. Christie'yi o kadar çok seviyorum ki! 10 Küçük Zenci'de de yine konuşturmuş kalemini. 10 kişinin bir adaya çeşitli sebeplerle gitmesi ve ardından gelişen ölümleri anlatmış yazar. Kitabın sonu ise tahminlerimden o kadar uzakti ki... Tavsiyemdir :) Altın Kitaplar'dan çıkan yayın 191 sayfa.
Atinalı Timon/Shakespeare: Paranız varsa ne kadar çok da dostunuz olacağını ama paranızı ve itibarınızı kaybettiğinizde dostlarınızın da çevrenizden teker teker çekileceğini anlatan her çağda okunası bir kitap. Eh boşa klasik değil işte :) Fakat Kral Lear gibi bu kitap da günümüz Türkçesiyle yazıldığı için Shakespeare'in o güzel edebiyatlı dilinden mahrum bıraktığı için pek ısınamadım. Çevirisi daha iyi olsaydı keşke dedim. Anonim Yayıncılık'tan çıkan kitap 144 sayfa.
On Küçük Zenci/ Agatha Christie: Daha önce niye okumadım dediğim kitaplardan biri de buydu. Christie'yi o kadar çok seviyorum ki! 10 Küçük Zenci'de de yine konuşturmuş kalemini. 10 kişinin bir adaya çeşitli sebeplerle gitmesi ve ardından gelişen ölümleri anlatmış yazar. Kitabın sonu ise tahminlerimden o kadar uzakti ki... Tavsiyemdir :) Altın Kitaplar'dan çıkan yayın 191 sayfa.
Atinalı Timon/Shakespeare: Paranız varsa ne kadar çok da dostunuz olacağını ama paranızı ve itibarınızı kaybettiğinizde dostlarınızın da çevrenizden teker teker çekileceğini anlatan her çağda okunası bir kitap. Eh boşa klasik değil işte :) Fakat Kral Lear gibi bu kitap da günümüz Türkçesiyle yazıldığı için Shakespeare'in o güzel edebiyatlı dilinden mahrum bıraktığı için pek ısınamadım. Çevirisi daha iyi olsaydı keşke dedim. Anonim Yayıncılık'tan çıkan kitap 144 sayfa.
Five Ghost Stories/ Viola Huggins: Ortaokul kitaplarımdan biriydi. 5 değişik yazarın hayalet hikayesine yer vermiş kitap. Yüksek seviyede İngilizce gerektirmiyor ben İngilizceden uzak kalmamak adına zaman zaman eski kitaplarımı okuyorum o yüzden okudum. İngilizcesini geliştirmek isteyenlere tavsiyemdir. Colins English Library tarafından yayınlanan kitap 62 sayfa. Bir miktar zaman bilgisi ve bir miktar da kelime bilgisi şart kitabı anlamak için.
Başkanın Öldürüldüğü Gün/ Necip Mahfuz: Enver Sedat'ın öldürüldüğü gün kitaba adını verse de kitap aslında dönem Mısır'ında yaşayan 2 genç Elvan ve Randa'nın aşkı odaklı yazılmış ve dönem Mısır'ına dair de çözümlemeler yapılmış. Ayrıca kitapta işlenen tek cinayet de Sedat cinayeti değil. Ben Mahfuz'u çok sevdiğim için bu kitabı da kayıracağım :) Ama yazarla tanışmadıysanız ilk kitap olarak Aşk Zamanı'nın öneririm size. Şimdiki hedefim Kahire Üçlemesi'ni okumak.
Babürname'den Seçmeler/ Zahirü'ddin Muhammed Babür: Babürname zaman zaman denk geldiğim ama tamamını okuyamadığım bir kitaptı. Babür Şah'ın çevresindeki insan portrelerini ve gittiği yerleri anlatan bir kitap Babürname. Bu kitapta mini bir özeti mevcut. Ben severek okudum özellikle de Hindistan'a dair kısımlarını.
Babürname'den Seçmeler/ Zahirü'ddin Muhammed Babür: Babürname zaman zaman denk geldiğim ama tamamını okuyamadığım bir kitaptı. Babür Şah'ın çevresindeki insan portrelerini ve gittiği yerleri anlatan bir kitap Babürname. Bu kitapta mini bir özeti mevcut. Ben severek okudum özellikle de Hindistan'a dair kısımlarını.
