23 Temmuz 2018 Pazartesi

HAZİRAN AYI OKUMA LİSTEM

Merhaba,

Ve haziran da bitti hatta temmuzu da yarıladık. Ne çabuk geçti şu altı ay... Bu yazıyı yazdığımda başıma geleceklerden haberim olmadığı için gayet pozitiftim ama son 1 haftada tam 5 ayrı insan tarafından 3 ayrı konuda şok edildiğim için yazıya fotoğraf eklemek şöyle dursun ancak yayınlayabiliyorum. Bu seferlik böyle oldu. Geçen ay istediğim kadar okuyamadım 6 kitap var listemde. Başlayayım anlatmaya :)






Erkeklerin Sessizliği/ Christine Orban:
  Yazarı Christine Orban'ın Fransa'da büyük bir okur kitlesi varmış. Bunu duyunca ve kitabın konusu da "sessiz bir erkek" olunca insan bir merak etmiyor değil. "Erkek neden konuşmaz" aramasıyla bloguma gelenler burada mı? :))))) Kitapta bir kadın bir erkekler tanışıyor ama adına "ilişki" diyemedikleri bir durum yaşıyorlar... Adamın hiç konuşmaması ve kadının da  sürekli onun niye konuşmadığı üzerine arkadaşına yaptığı şikayetli maillerden oluşuyor kitap ama bir tezi yok :) Ben olsam 80 tane sebep dizmiştim kitaba :))))))))))))))))))))))))))))) Yani kitabı alırkenki beklentimle alakası yok. Okurken de çok çekmedi beni içine. Çeviriden mi yoksa hikayenin sıkıcılığından mı bilmiyorum ama sevmedim. Adına aldanıp alacaksanız bence gerek yok. Varlık Yayınları'ndan çıkan kitap 181 sayfa.

Aylak Köpek/Sadık Hidayet: Sadık Hidayet'in okuduğum kitapları arasında sanırım beni diğerlerine nazaran daha az etkiledi ama bu beğenmediğim anlamına gelmiyor. Bu kitabını da diğer tüm kitapları gibi severek okudum. Tüm kitaplarını toplamak istiyorum. O satırlar o kadar mı güzel akar? O kasvet insanı o kadar mı daraltmaz? Okurken çok ama çok zevk aldığım bir yazar Hidayet öyle ki İran Edebiyatına bir kez daha hayran kalış sebebim. Öykü pek sevmememe rağmen Hidayet yazınca onu da severek okudum. Bu kitap bir öykü kitabı içinde 7 tane öykü var. Kitaba adını veren "Aylak Köpek" okurken beni üzdü biraz. Öykülerin tümünde kasvet ağır basıyor ama bu okuyanı daraltan cinsten bir kasvet değil bilakis uyandırıyor okuyanı. Ölüm, ölüm ve ötesi gibi kavramlar sık işlenmiş bu öykülerde.  Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan kitap 84 sayfa. Ben sevdim ama ilk kez Hidayet okuyacaksanız size tavsiyem "Üç Damla Kan" isimli kitabı olacaktır. Şu ana dek okuduğum Hidayet kitapları arasında açık ara favorimdir kendisi. Bu kitabı daha sonraki okumalara saklamanız da naçizane tavsiyemdir.

Gömülü Şamdan/ Stefan Zweig:
 En sevdiğim yazarlardan birini sorsalara kuşkusuz cevapların arasında Zweig olurdu. Bu kitaba başlamadan önce "biraz sıkıcı bulabilirsin" şeklinde yorumlar duymuştum ama ben sıkılmadığım gibi sevdim de. Kitapta Roma'yı yağmalayan vandalların, Yahudilerin kutsal şamdanı Menora'yı çalıp götürmeleri üzerine onu geri almak üzere harekete geçen bir grup insanın öyküsü anlatılıyor. Baş karakter ise emaneti geri alma yolculuğuna çocukken çıkıp yaşlanana dek bu yolculuktan vazgeçmeyen Benjamin. Ben Zweig'in şu ana dek okuduğum tüm kitaplarını sevdim ve bunu da çok severek okudum. Okuduğum ilk kitabı ve benim en sevdiğim kitabı ise "Bir Kadının Hayatından Yirmidört Saat" oldu. Bir erkeğin, bir kadının duygularını bu derece nokta atışı anlatabildiği çok nadir okumalar yaptığım için benim adıma her zaman en sevdiğim kitaplardan biri olacak o kitabı. Okumaya hangi kitabından başlayayım diyen olursa ben onu öneriyorum ama tabii zevkler ve renkler faktörü de var :) İş Bankası Yayınları'ndan çıkan kitap 110 sayfa ve benim sevdiğim kitaplardan biri oldu kendisi.

Daisy Miller/ Henry James: Eğer yanılmıyorsam daha önce hiç Henry James okumadım . Bu kitapla birlikte yazarla da tanışmış oldum. Kitapta ailesiyle birlikte Avrupa'yı dolaşan Amerikalı Daisy Miller ve yine Amerikalı olan Winterbourne'un tanışmaları ve daha sonra boyut değiştiren arkadaşlıkları anlatılıyor. Daisy toplumun hanımefendi kalıplarına oturmayan ama bunu pek de umursamayan bir kız. Winterbourne ise Daisy'nin oturmadığı kalıplara ve halasının manevi baskısına rağmen Daisy'e aşık olan ama ona açılmayan bir adam. Klasikler söz konusu olunca keskin eleştiriler yapamıyorum zira devir farkı, kültür farkı ve ahlaki kalıpların farklılaşması durumu söz konusu o nedenle ben bu kitabı kolay okunan ve geçiş kitabı olarak okunabilecekler listesine eklerdim diyorum. Kötü ya da sıkıcı bir kitap değil onu da belirteyim. Zeplin Kitap'tan çıkan roman 94 sayfa.

Bıyık İzi Yalanları/ Atilla Şenkon: 
Bir oturuşta bitirdiğim ve romanın baş kahramı olan adama fersah fersah gani gani sinir olup kızdığım bir kitap oldu. Neden derseniz karısı kendisini aldatıyor ama adam bu aldatma meselesine rağmen kadına o kadar iyi davranıyor ki neredeyse özür dileyecek "beni aldatmana sebep olduğum için üzgünüm hayatım" diyecek... Adam bir çöktü bir çöktü yani gözümün önüne geldi o hali... Yani ben olsam. Ay yok ya hiç o konumda olmayayım insallah... Neyse kitabın sonunda "adam kazandı" :) Eee hangi kadın böyle bir adamı terkeder ki? Hem aldat hem kabullenilsin...  Adamın aldatılma hikayesini anlatışını sevdim. Kolay okunması ve hikayesi yüzünden tercih edilebilir bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bir geçiş kitabı olarak da okunabilir. Can Yayınları'ndan çıkan kitap 90 sayfa.

Hachiko/ Leslia Newman: Sahibini hergün aynı saatte tren istasyonunda bekleyen sadık dost güzeller güzeli Akita Hachiko'yu hepiniz bilirsiniz. Japonya^da bir sembol olarak o tren garına heykeli dikilen köpekcik... Bu hikayeyi ilk dinlediğimde ne kadar ağladıysam bu kitabı kapatırken de o kadar ağladım... Kitabın dili ziyadesiyle hafif olmasına rağmen gerçeğe dayanan bir hikaye olması yeterliydi ağlamam için. Hachiko'nun sahibini sevdiği kadar sevebilseydik birbirimizi  vallahi yeter billahi yeter geri kalan her şey teferruat olmaz mıydı? Kitabın dili inanılmaz hafif ve kurguda da ekstra bir olay yok ama gerçek hikayeleri severim derseniz ya da çocuk kitabı okuyangillerdenseniz o vakit bu kitabı alın derim ama yok ben hikayeyi biliyorum o kadar hafif ve doygun olmayan bir dille okuyacağım kitabı sevmem derseniz o zaman almayınız :) Yakamoz Yayınları'ndan çıkan kitap 123 sayfa. Filmi de var eğer ilgileniyorsanız ona da bir bakın derim ama o daha acıklıdır diye ben açıp da izleyemedim :( Köpeğim de hasta ve yaşlı zaten :((((