28 Haziran 2018 Perşembe

MAYIS AYI OKUMA LİSTEM






Merhaba,

Biliyorum haziran bitmek üzere ama  mayıs ayında okuduklarımı ancak yazabiliyorum. Bunlar son yoğunluklarım diye düşünüyorum (inşallah) :) 





Türk Demokrasi Tarihi/ Kemal KARPAT: Karpat'ı ilk olarak yüksek lisanstan hocam, hazırlandığım sınav için, okumamı söylemişti. Tabii o sınava o zaman giremediğim için şimdi tekrar okudum. Sizlere de yeniden önermek istedim. Kitap Osmanlı Devleti'nden başlayıp akabinde çok partili döneme geçiş sürecinden 60lara dek olan süreci anlatıyor. Bence özellikle de çok partili sürece geçiş dönemini analiz edebilmek açısından  gayet nokta atışı kaynaklardan biri.  Dili gayet güzel, yalın, sıkmadan okutuyor kendini. Ben severek okudum. Eğer tarihi kitap seviyorsanız listenize alın derim ama bahsettiği tarih yakın tarih ve siyasi tarih onu da yeniden ekleyeyim eğer konuya ilginiz yoksa sıkıladabilirsiniz.  Timaş Yayınları'ndan çıkan kitap 560 sayfa.  



Yorgunlar/ Erdal ÖZ: Öncelikle öykünün türler arasında okumakta en zorlandığım tür olduğunu söyleyeyim. Çok iyi yazılmış öyküleri sevmekle birlikte ağır ve konuya odaklanamadığım öyküler ne yazık ki okurken zorluyor. Bu kitabı Kitapyurdu'nun Can Yayınları Kampanya kısmında görüp, yorumları okuyunca almak istemiştim. Özellikle 50'ler öykücülüğüne dair bir şeyler okuma isteğimi depreştirdi yorumlar ancak Öz'ün kalemi beni zorladı. Belki okuyacağım dönem bu dönem değildi. Kötü diyemem ama bir şeyler ters gitti aramızda. Sorun Öz'de değil bende yani :) Can Yayınları'ndan çıkan kitap 101 sayfa. İçinde 8 adet öykü barındırıyor. Öyküler  okuyanı genel olarak sisli puslu bir hava içinde karakterler arasında yolculuğa davet ediyor.. Dediğim gibi ben çok anlaşamadım ama bu benimle alakalıydı.



Dersimiz Cinayet/ Agatha CHRISTIE : Christie şu devirde yaşamış olsa tanışmak istediğim insanlardan biri. Çok seviyorum yazdıklarını :) Kitaplarından yapılan diziler ve filmleri de defalarca seyretmişliğim var. Hercule mon ami ise en sevdiğim kahramanı :) Benim için yazarın 2 kitabı en iyi kitaplarıdır. Bunlar, "Doğu Ekspresi'nde Cinayet" ve "On Küçük Zenci". İkisinin de kurgusu harikaydı. Bu kitabı ise yine beğendiğim kurgulu kitaplardan biri oldu. Dizide bir bölüm olarak da seyretmişliğim vardı hatta.

Kitap,  dedektif  Poirot'dan yardım isteyen zengin işadamı Paul Renauld'un  ölümünü  ve  Poirot'un bu cinayetin ardındaki sır perdesini aralamaya çalışmasının  hikayesini anlatıyor. Cinayetin birden fazla şüphelisi olunca  Poirot'un da işi zor tabii. Adamın aldatılan eşi, metresi, oğlu... Hepsinin de şüpheli oluş sebebi "para"... Ama 3 değil 13 şüpheli de olsa cep boy dedektifimiz minnoş  ve en tatlı Belçika'lı bay Poirot bu meseleyi tabii ki çözdü. Ben sevdim kitabı. Cinayet hikayeleri ya da Christie severseniz size de tavsiyemdir :)  Altın Kitaplar'dan çıkan roman 160 sayfa.







Dokuz Parmaklı Kız/ Laia FABREGAS: Kitabın baş kahramanı  Laura. Kendisi  Franco Döneminde yaşamış bir Katalan ailenin kızı ve çocukluğuna dair ilk anıları Franco ile başlıyor.  Tam burada benim uzun dönemli takipçilerim "kesin sevdi bu kitabı" diyecekler :) Dediyseniz yanılmadınız. İçinde tarih geçen kitapları seviyorum. Bu kitapta hem İspanyol yakın tarihi hafif tınılarla anlatılmış hem de çevirisini beğendim. Laura'nın 9 parmağı var ve kitap boyunca diğer parmaklarını da tek tek kaybedecek ve bunun öyküsünü paylaşacak bizimle. Laura'nın çocukluğuna dair hiçbir fotoğrafı yok  o ve kardeşi Moira bu olmayan çocukluk fotoğraflarını her yerde arıyor. Kah bir sahafta gördüğü fotoğrafı kendisinin gibi benimseyip hikaye yazıyor kah eski albümleri bulma çabasıyla evi karıştırıyor ve kah da aile büyüklerinden bilgi almaya çalışıyor. Bir insanın niye hiç çocukluk fotoğrafı olmaz? Acaba bir şey mi saklı o fotoğraflarda? Kimbilir belki de... Yer yer kurguda açıklar bulsam da sonunda bir yerde yazar bu gerçeküstücülüğün neden olabileceğine dair bir ipucu vermiş zaten. Ben bu kitabı sadece 2 liraya Alternatif Kitap isimli siteden almıştım. Hem geçiş kitabı hem de dili ve hikayesi beni bağlayan bir kitap oldu. İçinde güzel cümleler ve durum anlatıları da vardı keşke sayfa işaretleme huyum olsa da kaybetmesem "alıntı" yapardım :) Genel olarak sevdim kitabı. Kavis Kitap'tan çıkan roman 170 sayfa. Hızlı okunan ve hoş bir hikaye arayanlara tavsiyemdir. 


EDİT: Bu kısımda  Hızır Reis yazacağıma Piri Reis yazmışım. Reisler de kafam gibi karışmışlar affola :) 


Sardinya Hikayeleri/ Grazia Deledda: Geçen ay Can Yayınları'nın 10 kitaplık gotik setini aldım bu kitap da set dahilindeydi. Kitapta 13 efsane anlatılıyor. Hurafeler, büyüler, savaşlar, yenilenler, cadılar, iblisler.... Hikayeler birbirinden kasvetli ama o kasvet ağır gelmedi bana. Bu efsanelerin her birinin de gerçeğe dayandığı iddiası var. Bölge halkınca anlatılıp günümüze dek gelmiş bu efsaneleri okurken kendimi zaman zaman Sardinya'da, o bahsedilen yerlerde, bulmadım değil :) Benim en sevdiğim hikaye ise Castel Doria efsanesiydi. Çünkü vaktiyle kendisiyle bir anım vardı ve bu anı benim tarih sevgimin de temellerini atan anıdır :) Bakın anlatayım. Ortaokulda matematiğim "berbat ligi" şampiyonu olunca ben de verdim kendimi tarihe. O gün dersin konusu Preveze. Hoca başladı "Andrea Doria" isimli bir kumandanı anlatmaya "şöyle yetenekli, böyle zeki". Sonra da başladı Hızır Reis'in o zaferi nasıl kazandığını anlatmaya. Hocamın hitabeti o kadar kuvvetli ki o savaşı milli maç seyreder gibi yaşıyorsunuz o an. Sanki kare kare önünüzde yaşanıyor her şey. Yaşlar da küçük tabii bu anlatımın etkisini hayal edin. Tabii hoca bir anlatıyor benim kalbimden donanmalar kalkıyor teee Preveze'ye gidiyor Hızır Reis'in yanına :)))))))) Ben o vakitlerden biliyordum ki siyaset bilimi ya da tarih okuyacağım.

 Neyse o donanmalar kalbimden kalkıp limanı buladursun ben o gün tarihe aşık oldum. Tarih okumalarını sevmemde de Recep Öğretmenimin etkisi büyüktür. Kulakları çınlasın sayesinde girdiğim üniversite sınavında tarihteki tüm soruları eksiksiz ve doğru yanıtlamıştım. Neyse o gün bugündür nerede Hızır Reis ve Doria'ya rastlasam  o, ortaokul sırasında oturan kızın yanına oturur ve "bak seninkiler" derim :) Bu kitapta da Doria'yı görünce gurbette memleketlimi görmüş kadar sevindim :))))

Buarada kitabın künyesini yazmayı unutmuşum. Can Yayınları'ndan çıkan kitap 104 sayfa.

Dilekcim bu alakasız anıyı da araya sokuşturduğun için teşekkürler :)))) Bu alakasız anıyla da bu yazının sonuna geldik :)

Benim geçen ay okuduklarım bu şekildeydi. Diliyorum temmuzda yeni yazılarla ve daha bol zamanlarda görüşmek üzere :) Okuyan herkese sevgiler. 


Madem Komutan Doria'ya da selam verdim o vakit bu şarkı da benden çocukluğuma gelsin :)