16 Kasım 2018 Cuma

BOŞVERCİLER VE NEVCİHAN

Onu affetmeye çalıştığım kadar başka birini affetmeye çalışmamıştım. Büyük adamlar küçük kızları manipüle etmeyi gerçekten iyi biliyorlardı. Öyle ki , yorganın gittiği ve kavganın bittiği süreçte bile ben hala kendime yüklenip "af" çıkarmaya çalışıyordum. Sürekli "iyi taraflarını" düşünmeye çalıştım. Pek yoktu. Huysuz, yaşça büyük, sürekli beni aşağı çeken ve sürekli benimle savaş halinde oluşu bir yana, bana "ben yarın ne olacağını bilmiyorum Dilek. Seninle arkadaş olamam"diyerek kafamı karıştırması da yetmemiş gibi 3 yıl boyunca kapıyı hep açık bırakmıştı. Onu affetmek şöyle dursun kapalı cezaevinden yarı açığa  nakli bile insanlık suçu olurdu bence... 

Bu meseleyi size daha sonra anlatacağım. Şimdi karar verdim buna 16/11/2018 saat dokuzu 10bir geçe.

Böylece birini affedemediğiniz zamanlarda insanların size "ya aman boşver" demesi de ne bileyim...

 "Sen kaynananı niye boşveremedin? Sana kazık atan mesaidaşını? Yahu eski sevgilin yüzünden bilekleri kesiyordun ya jülyen jülyen. Onu ne yapacağız???" 

Kendisi hiçbir şeyi boşveremeyengiller senin adına karar alıyorlardı "boşverecektin"... 

"Abi oynadığım bahislerin kaderi buna bağlı. Sence 3. ayakta hangi at gelir? " "Boşver"...  

Sonra farkettim ki "boşver" aslında burnu b.tan kurtulamayanların türküsüydü. O kadar batmışlardı ki sen boşverince onlar da hafifliyordu kendi boşveremediklerine. Kendi aralarında şifreydi "boşver". Birini daha bunun doğruluğuna ikna edip imparatorluklarının sınırlarını genişletmekti hedefleri.  Gelgelelim beni yoruyorlar.
                                                         
                                                         Boşverciler vs Dilek...










Olayın ardından 2 ay geçmiş , bence çoktan kapanmıştı üstü. O gece Nevcihan'la konuşana dek "bence" öyleydi...



Onunla , çocuklar için yaptığım ilk etkinlikte tanışmıştım. Yani 3 yıldan fazla oluyor yolumuz "iyilik"te kesişeli. Önce çocuklara ve bir hafta önce de bana eli değdi Nevcihan'ın. İtinayla iyiliklerine bir yenisini daha ekledi canım Nevci. 



Benim gibi ,yorgun ve  başına gelen bir olayı karşı tarafa nasıl anlatacağını bilmeyen birileri için biçilmiş kaftandır Nevcihan gibi insanlar. Aynı olayın bir ton ve bir beden farklı halini yaşamıştır, seni yormaz, meseleyi kendi özetler...



"Sahi sen nasılsın? Gelmiyor musun İstanbul'a?" Dedi. Tam o an İstanbul'da, Nevcihan'ın yanında olmak istedim. Arkadaşım Rahmet'in deyişiyle "bir haftalık pijama partisi yapılabilirdi" elimdeki gıybetlerle. 



Gıybetler pek hevesli "Esenler yolu ne yana düşer" dese de benim onca yükle yola düşesim yoktu hiç. O an farkettim ki  birine anlatmam lazımdı. Daha doğrusu  birine daha... 



"Aslında gelmeyi o kadar çok istiyorum ki . Anlatmak istediğim ne çok şey var". 



Hiç didiklemedi , kendiliğinden döküldü cümleler ağzımdan... "Kendinden 16 yaş küçük bir kızla evlendi" dedim... O ana kadar üzerine konuşmadığım şaşkınlığım pusudaymış meğer. Kendini tam da anlayacak kişiye dökmüş. Çünkü şaşkınlık anlayışı gözünden tanıyormuş.



Gayet cool bir sesle "Ay yuh 40 küsür yaşında adam o yaşta kızla mı evlendi?" dedi. 



Tam bu sorunun akabinde klasik bir muhabbette sıra elimi sallayınca gelecek ellilerin ve "boşver"indi. Oysa öyle olmadı çünkü Nevci klişelerin kadını değildi. O yüzden şöyle oldu.



"Kendimden 11 yaş büyük bir adamla evleneceğim sıra ablam bana aynen şu cümleyi kurdu Dilek. Kendinden küçük kadınlarla evlenen adamlar  özgüveni yıkık adamlardır. Kendilerini o küçük kızda yeniden ispata girişip özgüvenlerini yeniden kazanmaya çalışırlar. İşte uzun da bunu yapmış"



Serap Abla iki gözümsün bu bir kardeşe verilecek en güzel akıl değilse ne? Bak kaç kardeş nasiplendi o gece :) Nevcihan bana, ben bizim kızlara... Serap Ablayı düşündüm. Sonra haklılığını ve onunla hiç tanışmamış  olmanın kırgınlığını.



Nevcihan'dan bunu duydum ya durur muyum? "Biliyor  musun tam da hayırlı kısmet bekleyen genç kızlar gibiydi. Hatta onların en koyu modelleri var ya evlilik delisi sunum limitedler. Hani şu kaynına sunumsuz yakalanmamak adına bisküvileri, pembik kurdeleyle idam edenler. Onların 40 yaş üstü , erkek versiyonuydu."



Haa unutmadan kız da ""......" kızıydı. Yani evlilik limited harika bir ortaklık oldu şimdi kaptı terfileri.  Uzunu "....." yaptılar.



"Evet tam da evlilik delisi , tek başına yapamayan kadınlara benziyor. O da tıpkı o kadınlar gibi bulmuş kendini koruyacak, kollayacak bir erkeği. "Kayınbabasını"...



Burada nasıl bir kahkaha attıysam içimdeki tüm kırgınlığım, öfkem aktı ve gitti. Son bir görüntü çaktı zihnimde "o, kayınbabası ve yeğeni gibi duran gelin kızım" bu üçlüden bana çok ekmek çıkacaktı, yazacaktım, gülecektik...



"Dilek biliyor musun bu tümör bana ne öğretti? Hayatın gerçekten tekrarı yok. Sürekli ertelediğim şeyleri yapmaya belki de hiç vakit bulamayacağım... Aralıkta doğmadım ama kendime doğum günü partisi yapacağım. Suada'da. Gelir misin sen de? Hatta gel tarih belirleyelim. 12 Aralık nasıl? Gelemezsen anlarım ama 12 aralık diyelim mi?" 



Diyelim Nevcihan. Sen nasıl istersen, hangi günü istersen o günü söyleyelim. Sen ki tek cümlenle içimdeki tüm kırgınlığı aldın, götürdün ve bir defteri kapatmamı sağladın. Hergün doğ ve  her gün kutlayalım biz :) 



Canı ne zaman isterse o zaman doğan bir kadınla telefonda konuşuyordum. Ertelediklerinin farkına varan ve bunu çocuksu bir dille bana anlatan bir kadın. O masumiyetin yanında Edith Piaf şarkıları kadar da kudretli bir kadındı Nevcihan.  Aklıma gerçekleşmeyen vedalarımı ve soramadığım sorularımı getirmişti. Gülümsedim. Bir gün ben de canım ne zaman isterse yeniden doğabilecek miydim? Yoksa büyük büyük adamların benim için belirlediği kaderi mi yaşayacaktım?



Bu hikayenin devamı gelecek 💬 💕😉

Seni bu şarkıya benzetiyorum Nevcihan. Seni çok seviyorum. Sen iyi ki varsın. Sayende tüm pişmanlılarım silindi. Ben hep doğruydum sen de öyle ve Edith de. Bir de şunu farkettim, yeni bir aşk ihtimali her istediğinde yeniden doğacak kadar güzelleştirebiliyormuş dünyayı. O bir ihtimal olsa da ve o ihtimalin bundan haberi "şimdilik" olmasa da :) 




26 yorum:

  1. Yine de "boşver" diyemiyorum.En iyisi kafaya takma desem..Aman "boşver"gitsin arkadaş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir şey akılda ilk günkü tazeliğini korumuyor o yüzden en iyisi karşı tarafa hiçbir şey demeyip sadece dinlemek ya da Nevcihan'ın yaptığı gibi nokta atışı tecrübeleri paylaşmak. Onun dışındakilere hiç gerek yok.

      Sil
  2. Yani boş vermeye mi boş verdiniz?
    Galiba tam anlayamadım.

    Hayatınız için oluşum halinde planlarınız var gibi geldi.
    Yolunuz açık olsun.
    Ardından da planlarınız olacak mı yeni yeni?

    Ricanız üzerine bırakıyorum bu yorum.
    En sondaki notunuz için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yorumunuzu anlayamadım :) En sondaki not dediğiniz nedir? Bir şeye boşvermedim ya da herhangi bir karar almadım sadece arkadaşıma bir teşekkür yazısı yazmak istedim. Bunu gerçekleştirirken sürekli boşver deyip çözüm üretmeyenlere de bir iki cümle yazmak istedim. Anlaştık galiba şu an :)

      Sil
    2. :)
      Aaa, tabii. Kesinlikle anlaşmazlık yok.

      Yorum bırakmayabilirdim; ama kibar bir rica görünce..
      Yorum ekle yazısı altında.

      BOŞ VEREMEDİM :)))

      Sil
    3. Dilegimm...''bazı danslar, bazı zamanları bekler ''demişti bir dostum.. yazıklarin öyle doğru bir zamanda yazıldı ki.. sana şunu diyebilirim. .''Bu güne kadar benim için hiç bu kadar anlamlı,ve güzel şeyler söylenmedi,. Biliyor musun? Beni mutluluktan aglattin... Eve bizi iyilik karşılastırdı.. diliyorum ki iyilikle yola çıkan ama dökmek istedikleri gözyaşı olan insanlar sadece mutluluktan ağlasın.. iyi kapleri ve iyi niyetleri olan her insan mutluluktan ağlamayi,ve ölene kadar gülmeyi hakediyor. . Çok teşekkür ederim .. yazdığın hersey için. . Kumsala vuran deniz yıldızları gibiyiz her birimiz. . Biri bizi alıyor. . Ve yeniden denize atıyor. . Yeniden hayat buluyoruz. . Sen işte tam da bunu yaptın şimdi. . O deniz yıldızı okyanusun en derin mavilikerinde bir nefes daha aldı. . Ve daha uzun yaşayacak. . Bundan emin olabilirsin..''

      Tüm kalbimle.

      NEVCİHAN :)

      Sil
    4. Yazdığım her satırı çok severek yazıyorum ama bazı yazılar diğerlerinden daha anlamlı oluyor. Daha çok mutlu oluyorum onlara aldığım geri dönüşlerde. O telefon konuşmasında bana söylediklerinizi hiç unutmayacağım ve o konuşma sonrası ne kadar hafiflediğimi. Bir de bugün yazıdan sonra konuştuklarımızı. Çok duygulandırdı beni söyledikleriniz. Hem 3 yıl önce çocukların sesine ses verdiğiniz hem de 1 hafta önce benim kendimi özgür bırakmamı sağlayacak o cümleleri söylediğiniz için sonsuz teşekkür. Birlikte nice güzel günleri kutlayıp, mutluluktan ağlayacağız. Buna sonsuz eminim. Çokça sevgiler :)

      Sil
    5. Dilek ve Nevcihan, dostluğunuz birbiriniz hakkında söylediğiniz güzel şeyler kalbimi ince ince sızlattı. Ne güzel, ne mutluu size:) İzmir'den sevgiler..(dostlarını yaşarken mezara gömmüş biri)

      Sil
    6. Merhaba ,

      Nevcivan' la uzun bir süredir görüşemiyoruz ama benim hayatımdaki en kıymetli karakterlerden biridir kendisi. Ne mutlu bana ama ne mutlu sana da cunku eger birilerini geçmişe gömdüysen bil ki senin için en iyisi odur. Vazgeçmek kolay bir sey değil demek ki sana baska yol birakmamislar. Ne mutlu sana gercekten zira toksik ilişkilerden vazgeçmek de basli basina buyuk bir mutluluk sebebi bence. Izmir'e cok sevgiler :)

      Sil
  3. Uzun :)))))))))) O değil de ben şarkının üstüne yazdığın şeyi çok sevdim ordan yürüyeceğim. Severiz ihtimalleri ;) Derya ben buarada :)




    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahah Instagram'daki çıldırışıma ses verdin :))))))) İhtimal seviyoruz ama sanırım gerçeğe dönmesini değil :)

      Sil
  4. Boş ver deyip boş veremediğim çok şey oldu ama kimseye boş ver demedim. Kendim bile yapamazken bir başkasından isteyemedim. Şayet, o ihtimal günün birinde gerçekleşirse çok mutlu olacağım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biri dert anlatırken "boşver ya" demek "ben sana çözüm öneremeyeceğim. Ama bir şey de söylemem icap eder ee bildiğim tek kalıp da bu" demek bence. İnsanlar bazen susup , dinleyebilse keşke...

      Sil
  5. "Boşver" bir kurtulma sözcüğü.. Bişeye yaramıyor.
    Ama bazen acı gibi görünen şeyler aslında belki de bir şans kapısıdır. İşin bu tarafından bakmayı öğrendim. Neyin şansı olduğunu o an anlamak belki zor, belki yıllar sonra kafaya çakan bir "dınk" sesiyle anlaşılabiliyor.
    Sevgilerimle Dilek. Ben Nahide..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazıya konu olan şeyin bitişi benim adıma şanstı. Ama hemen anlayamadım zira evrenin bana hazırladığı bazı şeyleri görmemiştim o zaman. Gerçekten de bazen hüzünlü şeyler aslında bir şans oluyor ama o şansın da kıymetini bilmek lazım. Ben biraz har vurup harman savurabiliyorum. Özür :(

      Yeni blog mu bu Nahide Hanım? Ne güzel oldu sizi yeniden görmek. Çok sevgiler :)

      Sil
    2. Evet. Yeni bir başlangıç yaptım..
      Çok teşekkürler..

      Sil
  6. Ahhh o boşvermişlikle donanmış insanlar ,
    Devamını merakla bekliyorum
    Sevgiyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar boşveredursun biz hikayelerimize "devam"lar yazalım :) Sevgiler :)

      Sil
  7. yurdum insanının, karşısındakinin derdine bir çözüm getiremeyeceğini anladığında, robotçasına verdiği klişe tepki! "boşver".
    bazende kendi kendimize oto telkinimiz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bir çözüm getiremeyeceğini bilmek ama bir şeyler söyleme ihtiyacı hissetmek...

      Sil
  8. Yazıyı okurken o kadar çok duygu geçti ki... Şimdi bu duygulara boş ver deseydim bunca duygunun hatırlattığı onca güzel şeyi hatırlamayacaktım. Gülücüklü kal!

    YanıtlaSil
  9. Devamını bekliyorum heyecanla. Neler boşver dedim de diyemedim, ya diyemediklerim henüz. Oysa ne çok şey boşveri hakediyor hayatımda.

    YanıtlaSil
  10. nevcihan'a selamlar ve hikayenin devamını bekliyoruz. :)

    YanıtlaSil

"Güzel yazı, emeğinize sağlık, benim sitem de şu ben de beklerim, bu bir otomatik yorumdur" tarzı sadece yorum yapmış olmak ve link bırakmak amacıyla yapılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Alakanıza teşekkürler :)