28 Ekim 2018 Pazar

AĞUSTOS AYI OKUMA LİSTESİ



Sürpriz ben geldim! :) 

Oldukça rötarlı bir yazı biliyorum epeyce gecikti ama çeşitli sebeplerden dolayı yazı yazamadım bloga. Şimdi arka arkaya geçen süreçteki okumalarımı yazıp akabinde de tasarladığım diğer yazılara geçeceğim. Hadi başlayayım o vakit. Fotoğraf efektleri hiç ama hiç istediğim gibi değiller ama şu yazıyı bile yazacak vakti ancak bulduğum için hoşgörüle :) 




Ağustosta 13 kitap okudum.











Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli / Stephen King:
 King'den ilk kez roman dışında bir tür okudum. Bu kitapta 3 adet novela tarzı öykü bulunuyor hatta "Esaretin Bedeli"ni çoğunuz duymuştur kendisi filme de çekildi. Ben en çok "Yetenekli Öğrenci" isimli öyküyü sevdim. Eski bir Nazi subayı ve onun kimliğini öğrenen küçük bir öğrenci arasında geçen bir öykü. Öğrencimiz Todd Bowden boyundan büyük bir işe kalkışıp Nazı Subayı Arthur Denker'i tehdit ederek ona her istediğini yaptırmaktadır ve bu ilişki kısa sürede Denker'in nefret ettiği ve kurtulmak istediği bir duruma gelmiştir. Peki istediği kadar kolayca kurtulabilecek midir? Karamürsel Sepeti kılıklı Todd maalesef adamın yakasına yapıştı ve bırakmadı allahım ne çocuklar yetiştiriyorlar yahu :)))) Altın Kitaplar Yayınevinden çıkan kitap 420 sayfa.   Kitap kötü değildi ancak benim için hala en güzel King kitabı Göz olduğu için öncelikle bunu okuyun diyemiyorum ya da ne bileyim King'le ilk kez tanışacak ya da fikir olsun diyerek bir kaç kitabını okuyacaksanız Göz'den başlamanızı tavsiye ederim.

Vadideki Zambak/ Balzac: 
20'li yaşlarına yeni merhaba diyen Felix anne sevgisinden mahrum büyümüş bir çocuktur ve bir gün kendisinden 9 yaş büyük bir kadına aşık olur. Kitabın ilk başlarında Felix'in annesiyle olan ilişkisini anlatışını çok sevmiştim ama kitap aktıkça yer yer dahil olamadığım ve koptuğum da oldu. Ağustos genel olarak beni zorladı okuma kısmında bu nedenle de kitaba suç bulamıyorum zira hem aşırı sıcaktı hem de koşturmacalı geçti benim için. Bu nedenlerden ötürü de konsantre olamadığımı düşünüyorum. Bordo Siyah Yayınları'ndan çıkan kitap 446 sayfa. Klasik severlere tavsiyemdir. 

Bir Kız Bara Girer Ve.../Bir Kız Düğüne Gider Ve/ Helena S. Paige:
 Bu iki kitap birbirinin aynı tarzda yazılmış olduğu için tek başlıkta bahsetmek istedim. Her iki kitap da bölüm bölüm yazılmış ve kitabın akışını size sorduğu sorulara verdiğiniz cevaplarla kendiniz belirliyorsunuz örneğin bir arkadaşınızın düğününe gidiyorsunuz ve olaylar gelişmeye başlıyor ve yazar size "burada ne yapardın? Cevabın şuysa 50. sayfaya geç cevabın buysa 70e geç" tarzında yönergeler veriyor ve kitabın akışını sizin seçimleriniz belirliyor. Kızın bara gittiği kitap da aynı şekilde işliyor. Her kitapta en fazla 50 60 sayfa okuyorsunuz. Erotizm de kitapta fazlaca yer alıyor bu nedenle de yaş sınırı konmuş kitaba bu manada artı veriyorum zira daha berbat erotizm içeren kitapların yaş sınırı olmadan satıldığını da gördüm. Açıkçası piyasa fiyatını vermenizi tavsiye etmem ben 3 liralık kampanyadan almıştım. Okusanız da olur okumasanız da diyeyim ama daha berbat yazılmışlarını da gördüğüm için geçiş ya da kafa dağıtma kitabı olarak tavsiye edebilirim sanırım. Ya da okuma hızınız düştüğünde "kitap bitirmiş" olmak sizi kamçılıyorsa o zaman minik bir hile yapıp bu kitaplardan birini bitirebilirsiniz :) Kızın düğüne gittiği kitap 275 bara gittiği kitapsa 224 sayfa ve Epsilon Yayınları'ndan çıkmış.




Patton/ Charles Whiting: Hem bir hem de İkinci Dünya Savaşında yer almış ve tarihle ilgilenen herkesin muhakkak duymuş olduğu general Patton'ın hayatının anlatıldığı bir kitap. Genel olarak askeri hayatına yer verse de ara ara özel hayatıyla ilgili ilgiinç bilgiler de araya serpiştirilmiş. Mesela her akşam eşiyle hangi şartta olursa olsun yani kötü bir yere göreve de gitse takım elbisesini giyip akşam yemeğini öyle yermiş. Savaş alanlarında da tam bir "hasta"olduğunu okuduklarımdan söyleyebilirim. Bir gün askeri araçla seyehat ederken savaş kalıntıları ve cesetlere bakıp yanındaki arkadaşına "bundan daha güzel bir manzara olabilir mi?" Tarzı bir şey söylemiş. Vallahi bence var :/ 
Garip adammış vesselam ama sürekli maruz kaldığı şartlara bakınca insan yargılamak yerine psikolog önermek istiyor tabii yaşasaydı... Neyse Kastaş Yayınları'ndan çıkan kitap ve Patton'un bir asker olarak doğuşu, yükselişi ve çöküşünü anlatan kitap 139 sayfa. Savaş tarihi ile ilgilenenlere tavsiyemdir. 

Hücre/ Fadhil al-Azzawi: Iraklı Aziz Mahmud Sayid bir komisyoncuya para verip bir kadınla görüşmesini sağlamasını ister ve sözleştikleri kahvede adamın gelişini beklemeye başlar. Beklediği adam gelmez ama polisler gelip onu götürürler. Bir yanlış olduğunu söyler suçunu öğrenmeye çalışır. Suçu "politiktir".  Politikaya hiç karışmamış olan Mahmud nasılsa aklanacağını düşünür ve erkenden çıkacağını sandığı hücresine girer. Hücrede yıllar geçirir... Adalete ağıt bazında konusu olan kitabın kurgusu beni o kadar sıktı ki... Maalesef o ağustos sıcağında bir aksiyon vs bekleyerek kitabı okurken kendimi o hücrede hissedip daraldım. Ne yazık ki yorumlarına bakıp aldığım kitap beni yanılttı. Sakin sakin akan bir kitapsa alıp okuyayım derseniz elbette siz bilirsiniz de benin tavsiye listemde değil. Pupa Yayınları'ndan çıkan kitap 110 sayfa.

Kerim Ustanın Oğlu/ Halide Edip Adıvar: Adıvar'ı görünce hiç düşünmeden aldım bu kitabı. Muhallebici Kerim Usta Kurtuluş Savaşı yıllarında çetecilere katılır ve akabinde şehit düşer. O , şehit düştükten sonra oğlu ve eşi kendilerine hayat kurarlar. İşte bu öykünün anlatıcısı olan Kerim Ustanın oğlu Doktor Kasım'dır. Doktor Kasım annesiyle bir başına yapayalnız kaldığı o dönemlerden, Amerika'da eğitim almaya ve  adı tıp alanında bir marka olan ünlü bir doktor olmaya uzanan öyküsünü anlattı ben de okudum. Kitaba aman aman bayılmadım ne yazık ki. Hatta beni etkileyen yegane yeri de aşık olduğu kadından , kadının siyasi fikri nedeniyle vazgeçip yıllar sonra bile ne kadar pişman olduğunu dile getirmesi. Beter ol Kasımcım. Beter olunuz muadillerin de sen de. Evet alt mesaj da verdiğime göre bitirebilirim :) Özgür Yayınları'ndan çıkan kitap 121 sayfa. 

Terapide Beş Soluk/ İlkim Öz: Bu kitabın 65 sayfasını daha önceden okumuştum ama  devamını getirememiştim. Kitap, psikolog İlkim Öz'ün danışanlarından seçtiği 5 vakayı anlatıyor. Okuduğum ilk vakanın "böcek korkusu"nun ardındaki sır beni çok etkilemişti ama devamında anlattığı vakalar aynı şekilde sarmadı ne yazık ki. Sadece genç bir kızın öyküsü biraz etkiledi diyebilirim. Psikolojiye ilgisi olanlar ve terim içermeyen ağır okumalar yapmak istemeyenler okuyabilir ama ne bileyim çok önerdiğim "bayıldım" dediğim bir kitap da değil. Kök Yayıncılık'tan çıkan kitap 203 sayfa. 

İki Hödüğün Seyehati/ Hüseyin Rahmi Gürpınar: Gürpınar'ın 6 öyküsünü barındırıyor kitap. 6 öykü de bir miktar kasvet barındırdığı için ben pek sevemedim. "Gürpınar ne yazsa okurum" gibi iddialı bir laf etmişliğim olmasına rağmen bu kitabı pek sevemedim. Kötü oluşundan değil barındırdığı kasvete o an hazır olmayışımdan. İki Hödüğün Seyehati de kitaba adını veren öykü. 2 adet pek de zeki olmayan genç arkadaşın İstanbul içinde seyehatlerini anlatıyor öykü. Dediğim gibi ben pek sevemedim ama Gürpınar'ın tüm kitaplarını okumaya da devam etmekten geri durmama sebep olmadı. Mavi Çatı Yayınları'ndan çıkan kitap 80 sayfa.



Undine/ Frederich De La Motte Fouque: 
Yazarın ismi ne kadar da uzun ya rab :) Efendim, Undine insanların evlat edindiği gencecik bir peri kızıdır ve günün birinden bir ademoğluna aşık olup görür aşkın kaç bucak olduğunu. Allahım ne kadar da tanıdık, eski bir hikaye değil mi? :))))) Aşık olduğu adamla evlenen Undine'in hikayesi beni etkiledi yani ben sevdim kitabı. Özellikle de bir müddet sonra kitaba dahil olan antipatik bir kadın karakterle birlikte kitap daha da güzelleşti zaten hikayeyi sevmemi sağlayan da Undine'in o kadına verdiği tepkiler oldu. Allahım asalet ne güzel şey nokta kom :) Can Yayınları'nın gotik serisini her ay okumaya çalışıyorum. 108 sayfalık bu kitap da tavsiye listemde. Son bir şey daha "kitap 1809'da yazılmış ama hala okuyanın ağzında fıstık gibi bir tat bırakabiliyor vay arkadaş" dedim ve gidiyorum :) 

Habeşistan Prensi Rasellas'ın Öyküsü/ Samuel Johnson: 
Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap listesinden her ay bir tane okumaya çalışıyorum. Bu da o listede yer alan kitaplardan biriydi. Rasellas , babasından tahtı devralmadan önce gidip Mutlu Vadi'de yaşar ancak vadide her şeyin eğlence amacıyla yaşanıyor olması onu sıkar ve "gerçek" hayatı keşfetmek ister. Bunu da hizmetlisi İmlac, kızkardeşi ve onun nedimesini yanına alıp gizlice kaçarak yapar. Bu dörtlü dünyayı keşfe çıkar ve bu keşif esnasında Imlac ile Rasellas arasında yapılan diyaloglar okuyucuya ağır bir dil olmaksızın çeşitli kıssaları aktarır. Hafif felsefi öğeler kullanan ama dili herkese hitap eden bu kitap yer yer bende Halil Cibran tadı bıraktı. Ben sevdim. Beni bu kitapta etkileyen bir diğer şey de yazarın onu yazış amacı oldu. Samuel Johnson , annesinin cenaze masraflarını çıkarmak adına bu kitabı yazmış. Toprağınız bol olsun teyzecim bak evladın nasıl hayırlı çıktı. Sana adadığı kitap 1001 kitap listesine bile girdi. Maya Kitap'tan çıkan roman 190 sayfa. 

Alper Kamu , Oğullar ve Rencide Ruhlar -Alper Kamu Cehennem Çiçeği/ Alper Canıgüz: Veeeee gelelim ağustosun en sevdiğim kitaplarına. Puslu Kıtalar Atlası'ndaki Alibaz'dan sonra beni en çok etkileyen 2. çocuk kahraman Alper Kamu oldu. Alper de artık benim diğer oğlum, evladım, iki gözümün çiçeği :) 
Evladım, annesi kurban canımın içi Alper Kamu benim gönlümü fethetti. 5 yaşındaki Alper hayatın anlamını sorgulayan, boyundan büyük ama hiç de itici olmayan tavırları ve lafları olan bir oğlan çocuğu. İlk kitap Alper'in "tanık" sıfatıyla ifadesine başvurulan bir cinayeti çözmesini anlatıyor. İlk kitabı sevdim ama ikinci kitaba ba-yıl-dım! Yazarın kalemi daha bir oturmuş, kitabın kurgusu daha bir güzeldi. Her iki kitapta da kahkaha attığım bir dolu yer oldu. 5 yaşındaki bir çocuğu düşünüp daha da güldüm bazı yerlerde :)))) İkinci kitapta Alper artık iyice idmanlıdır ve bir cinayeti ve aile içindeki bir aşk hikayesini çözmeye çalışır ama ikinci kitap beni en son sayfasında ağlattı. Ne yaptın Alperciğim ne yaptın anasının gülü? O kadar güldük güldük de o son sayfada göz yaşlarına gark ettin yakıştı mı? Yakıştı yakıştı hele ki kitabın o sonuna çok ama çok yakıştı be. Benim şiddetle tavsiye ettiğim kitaplar Alper Kamu serisi. Keşke devamı da gelse. Lütfen Alper Canıgüz'e baskı yapabilir miyiz? Buarada yazarın Gizli Ajans kitabı da harikaydı ama şu an favorim kesin ve net Alper Kamu Cehennem Çiçeği. Kitabı tek başına da okuyabilirsiniz ama bence ilk kitapla birlikte okursanız hikaye kafanızda oturacaktır ve daha kolay benimsemenizi sağlayacaktır. Bu kitaplar çok kolay okunan kitaplar ben bir gece başlayıp ertesi sabaha bitirmiştim. Hem meraktan hem de dilini sevdiğim için bir çırpıda okudum. Kafa boşaltmaya bire birler. Oğullar ve Rencide Ruhlar yani ilk kitap İletişim Yayınevi'nden çıkmış ve 204 sayfa. İkinci kitap olan Cehennem Çiçeği ise April Yayınevi'nden çıkmış ve 221 sayfa. 


Gitmeden önce size bir şarkı armağan edeyim. Tartışmasız en sevdiklerimden, bir filmde başroldeki kadın oyuncuyu bir banka oturtup, fonda bu şarkıyı çalıp, kadını ağlatmalık, filmi bitirmelik ve sonunu seyirciye bırakıp , aklını kurcalatırken ekranda isimleri akıtmalık bir şarkı :)))))) Buraya kadar okudun mu? Vallahi yazarken içim çıktı okuduysan kocaman sevgiler :)))) Ama tam da dediğim gibi değil mi şimdi sen söyle? :)))


8 yorum:

  1. Yaaa bir ayda bayağı kitap okumuşsun :)

    YanıtlaSil
  2. Cidden çok iyi bir örnek ; 1 ayda 13 kitap. Darısı başıma :)

    YanıtlaSil
  3. heey hüseyin rahmi bütün eserlerini sırayla okuyorum. bunu duymadıydım. evet hep eğlenceli yazıyor ama bu değişikmiş demek ki ama yine de okurum yaaa :)

    YanıtlaSil
  4. 1 ayda 13 kitap mı?
    Saygıyla eğiliyorum, ayakta alkışlıyorum Dilekçim...

    YanıtlaSil
  5. Nazar değmesin, çok verimli bir ay olmuş. Esaretin Bedeli filmi bende iz bırakan filmlerden biridir. Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  6. farklı türlerde ve oldukça derinliği olan kitapları bir aya sıgdırabilmen oldukça basarılı olmus. Hakkını vererek okuduysanız gercek bır tebrıgı hakedıyorsunuz demektır. acıklamalar ve onerıler ıcın de tesekkurler

    mugeninlistesi.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müge Hanım hangi kitabın derinliği var? Alper Kamu serisinin mi? Bir Kız Birgün... Serisinin mi? İçlerinden hangilerini okudunuz bilmiyorum ama bunlar kolaylıkla okunabilecek kitaplardı Habeşistan Prensi Rasellas hariç. Ziyadesiyle hakkını veriyorum okumayı söktüğümden beri okurum ve şu an hem okur hem yazarım. Instagram'da ayda 30 kitap okudum diye Dostoyevski'leri ya da felsefe kitaplarını biraraya koyup paylaşan "fenomen"lerle karıştırılmazsam sevinirim.

      Sil

"Güzel yazı, emeğinize sağlık, benim sitem de şu ben de beklerim, bu bir otomatik yorumdur" tarzı sadece yorum yapmış olmak ve link bırakmak amacıyla yapılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Alakanıza teşekkürler :)