15 Mayıs 2018 Salı

10 MADDEDE KLASİK ANNE REPLİKLERİ :)

Merhaba,



Bu yazıyı okuyorsan ve anne ya da anne adayıysan anneler günün kutlu olsun! Meşguliyetten 2 gün rötarlı yazıyorum ama anne klasikleri zamansız değil midir zaten? :) 



Bu yazıya konu olan kendimi bildim bileli annemden işittiğim ve dillere pelesenk olan klasik replikleri. Sizin anneniz de muhakkak ortak cümlelerle evi şenlendiriyordur haksız mıyım? :) 


Annem benim yeri geldiğinde arkadaşım yeri geldiğinde kontrol mekanizmam, birlikte en çok güldüğüm insan, ilk öğretmenim. Özetle benim her bir şeyim. Varlığın ve kattıkların için ne kadar şükretsem az. Sen iyi ki benim annemsin.



Başlayalım bakalım umarım annem çok kızmaz :) 



1) Anne olunca anlarsın: Bu cümleyi her kurduğunda kaçacak yer arıyorum zira iş inatla ve inanılmaz profesyonel bir şekilde benim medeni durumuma geliyor. Nasıl mı? Aynen şöyle...



"Anne olunca anlarsın."



"Bir çocuğum olmayacağı için seni anlayamadan öleceğim muhtemelen..."



"Ya sen kimseyi beğenmeyi sonra geç karşıma çocuğum olmaz bilmem ne..."



"Anne beğenmemekle ne alakası var?"



"Erim kapı gibi çocuktu neden istemedin?"



"Annecim kapı gibiydi de menteşeleri gıcırdıyordu onun..." 



"O hakim çocuğu niye istemedin Gürcü olanı? Gürcü diye mi? Babası kılıklı illa Çerkes olacak"



"Anne o nereden çıktı ben etnik milliyetçi miyim?"



"Benim niye torunum yok Dilek? "



"Takdir-i ilahi desem asla tatmin olmayacağına göre bu dünyaya çocuk getirmeyi sağlıklı bulmuyoruma bağlasam?"



"Bırak bırak kimseyi beğenmiyorum demiyor da ..."

Bu diyalogların hemen akabinde "kötü bir evlilik yapacağına hiç yapma daha iyi" diyen de yine benim annem :) 


Gördüğüm en iç acıtıcı duvar yazısı bu sanki...


2) Atlet Giy!: Annem için atlet dünyanın en güzel icatlarından :) Giymediğin zaman da bir kısım kötülüklerin anası bu meret. Misal üreme sorunları, devam etmeyen soyun sebebi hep bu yer yer ince yer yer kalın askılı olan penye parçası işte! "Belini, böbreğini ısıtmazsan olacaklardan sen sorumlusun! Bak ben söylüyorum. Sonra vay ben o vakitle annemi dinlemedim , içime atlet giymedim, soğuk taşlar oturdum da  bilmem ne de olmasın"  :))) Haaa bunun bir de kuzeni var "çorap". Antibiyotikle, ağrı kesici, Şener Şen'le Kemal Sunal , ekmek kadafıyıyla kaymak neyse bu ikisi de o işte! :) Yaz kış giyile işte o kadar! 


"Atlet giydin mi Dilek?" 



"Giydim anne giydim"



"Çorap?"



"Onu da giydim anne"




3) Evladın da Aynısını Sana Yapsın İnşallah! : Bu aslında bana beddua değil de dolaylı yoldan kendisi için dilediği bir dilek bence. "Anne duası her daim tutar" mottosundan yola çıkıp bir torunu direkt olarak isteyememenin verdiği çaresizliği tatmin yolu bu..



"Aynısını evladın da sana yapsın" :) 



"Yapamaz ben onu bir cimciklerim görür gününü. Ben senin gibi liberal bir anne miyim?" 



"Yaaaaa bak ağzınla söyledin. Ben seni rahat yetiştirdim tabii. Ne istedinse önünde ne istemedinse arkanda... Ey allahım görüyorsun bugünleri...  Allahtan tek dilediğim sana da bir evlat versin de  bu konuştuklarını yutasın. Allahım sen tez vakitte bunu da evlat sahibi yap yarabbim (yok yok asla kendisi için değil. Torunu ne yapsın o. Amaç bana empati kurdurmak :)))) 



Aynısını evladın da sana yapsın bak gör tepene çıkacak. Sen evladına söz geçirebil........."



Tahmin edebileceğiniz gibi bu sitemler uzar gider. :) 




4) O Çocuk Kim? : Anneme göre bir erkekle bir kızın arkadaş olması devenin hendek atlamasından daha imkansız bir şey. Deveyi getir, hendeği göster o ihtişamına rağmen atlamayı başarır ama bir erkek bir kızla asla arkadaş olmaz. Muhakkak vardır bir çekim bir şey... Annem Freud'la tanışsa ne iyi anlaşırdı. Hahahaha ikisi de bir miktar fesat :) 



"Dilek fotoğrafını beğendiğin bu çocuk kim?" 



"Fırat mı? Eee anne o benden küçük ya kardeşim o benim. Kankam, akrepgillerden Fırad"



"Bu sarı çocuk kim?



"Kim Günhan mı? Annecim o özel yapım simülasyon. Onu yapan firma bir daha aynından çalışmamış hatta o yüzden önemli de bir model :)))) Filipinli kaynım Günhan. Sen onun fikirlerini duysan anlarsın zaten simülasyon olduğunu. Hem onun sevgilisi var kız da benim arkadaşım"



"O benden küçük ve sevgilisi var" bu konuları geçiştirmek için birebir. Denendi onaylandı






5) Sen Yaparsın. O nedir ki?: Annem beni tam olarak kim sanıyor bilmiyorum ama karşılaştığım tüm zorluklarda , girdiğim her streste yanıtı aynı ona göre ben her şeyi yapabilirim  :) 

"Anne doktora bilim sınavı çok zormuş" 

"Sen yaparsın o nedir ki bu kadar okuyorsun"

"Anne yarına okumam gereken 3 makale ve düzeltmesini yapıp, yollamam gereken 2 yazı var"

"Yaparsın sen" 

"Anne konuşmada moderatörlüğü bana verdiler. 100 kişiden fazla olacak ya heyecanlanırsam"

"Sen yaparsın yahu"

Bu gazla anne yeni kanun çıkarılacak ya da ne bileyim uzaya gitmeye 2 gönüllü arıyor filan desem yine der ki "sen yaparsın"...

Bana bu kadar inanan biri daha olsa daha çok ve daha kocaman şeyler yapardım sanki :) 


                           

6) Büyük Sözü Dinle: Hayatta en büyük pişmanlıklarım, dinlemediğim büyük sözleri akabinde olmuştur. Annelerin inanılmaz bir insan tanıma sensörleri var sanki size uğursuzluk getirecek tüm insanların içlerini görebilen bir x-ray cihazıyla doğmuşlar... 

"Anne Ayşenur hakkında hiç yanılmamışsın tam da söylediğin gibi çıktı"

"Eee ben dedim..."

"Anne Serkan cidden senin dediğin gibi birisiymiş..."

"Eee ben dedim"...

Anneler asla yanılmaz. Test edildi onaylandı :) 

7) Mont Giy Bence: Geçen hafta üzerinde siyah kaşe montla Adapazarı sokaklarında yürüyen bir deli gördüyseniz o , anne baskısı yüzünden, montla çıkmak zorunda kalan bendim :( 

Daha komiği içimdeki kazak da boğazlıydı :)))) 

Anneme göre "dışarlar" hep ayaz hep soğuk. İlk ihmalimde beni hasta etmek için adeta birbiriyle yarışan envai çeşit mikrop tam da bizim evin girişinden itibaren gideceğim tüm yollara bir bir konuşlanmış durumda...

Ve mont+boğazlı kazak ikilisi o mikrop tayfanın en kara kabusu. Şey tabii atletsiz olmaz :))))

:)  

                           


8) Ben Sizinle Konuşmuyorum: Al kırdın al konuşmuyor:))) Hayatımda annem kadar komik küsen bir insan daha görmedim. 2 dakika sonra bir şeye ihtiyacı olur 

"Platon şu perde asılacak. Muhatabı acele ederse iyi olur. Durdukça buruşur onlar. Tabii benim evladımın böyle kaygıları olmadığı için..." (Platon kedimiz buarada :) 

"Anne perdeyi asayım mı?" 

"Ben sizinle konuşmuyorum ne yaparsan yap!" 

"Tamam buruşsun"

"Buruşsun buruşsun. Kimim ki ben buruşsun.. Bu kadar yıkadım buruşsun evladım. Emeklerim buruşsun hep"

"Anne as de asayım" 

"Platon söyle ben onunla konuşmuyorum. Ayrıca yemek de pişti. Tuzu az olmuş olabilir... "

O perdeleri yıkayışını o yemeğin tuzuna kaygılanışını yerim senin ben. En çok da benimle konuşmayışını :) 


9) İçine Boğazlıyla Giyersin: Annemin dekolte kıyafetler konusundaki fikirleri oldukça sabit. Kendilerini sadece iki şeyle kombinleyip giymek lazım. Biri ceket diğeri içe giyilmek suretiyle bir boğazlı kazak. 

Hani kendisinin gençliğinde giydiği minileri, askılıları ve o şaheser elbiseleri bilmesem ciddi ciddi bu meseleyle arası yok sanacağım.

90'ların ortalarında bir ara içine tişört giyilen çok fıstık elbiseler vardı. Vallahi o tasarımcı annemle mi  karşılaştı anlamıyorum ki ya... 

Birlikte alışverişe gittiğimizde genel rutin şu şekildedir, ben hafif yakası açık bir şey uzatırım, o çok beğenir ve ardından gelen cümle "al bunu al içine boğazlıyla giyersin" hahahaha o an kıyafetten soğur ve yerine bırakırım...

Nice güzel elbiseler nice fıstık bluzler bir heves alınıp da tezgaha bırakıldı...

"Anne şu bikini üstünü alayım diyorum. Boğazlıyla giyerim. Hatta içlik giyip üstüne de şu şortu giyeyim diyorum ne dersin?"

"Hmm geç geç dalganı geç. Öyle kof kof öksürünce söylerim ben sana boğazlıyı. Anne yüreği kızım anne olunca anlarsın..."

                                        



10) Ben Ölünce Görürsün:
 Bu beni en kahreden cümledir... Hani nasıl anlatayım? Geçen cumartesi babamın ölüm yıldönümüydü. Son zamanlarını hasta geçirdiği için zaman zaman yanıma gelip beni hazırlamaya çalışırdı...



"Sakın üzülme biliyorsun ki herkes ölecek" demesi bile içimdeki her şeyi kırar geçirirdi.... Bir posta ona kızar sonra odama gidip 3-4 saat ağlardım... Babam kendi tabiriyle "o gemiye binip" gideli tam 1 yıl 2 gün bilmem kaç saat olmuş... O "anın" canımı ne kadar yakacağını tahmin etsem de "bu kadar" yakacağını hiç edememişim... Böyle şeyler söylemeyin anneler. Allah gecinden versin ve ağızlardan yel alsın...



"Anneler" diyorum. Anneler ölmez... 



Bonus:  Ölümü Gör!: Bak ya bak ya! Şu hayatta bu lafla bana yaptıramayacağı şey yok biliyor musunuz? Gücünün farkında değil bence :))) 



Yenmeyecekken yenen yemekler, eli öpülmeyesi ama öpülüveren akrabalar, asla barışılmayacak ama barışılıveren insanlar, yapılmayan alışverişler vs vs vs... Hepsinin müsebbibi annemin bu tek cümlesidir... 



"Aman Dilek inme şunun seviyesine lütfen bak"



"Anne bırak ineyim. Bu tarz çıkıntılar onların seviyesinden verilen yanıtlardan anlıyor... O yanıtları vermediğimiz için bu cüret zaten..."



"Şimdi bununla kavga mı edeceksin? Bak ölümü gör"....



"Var ya sen anneme dua et anneme yoksa açıyordum ben Pandora'nın kutusunu sen dua et dua"...