21 Temmuz 2015 Salı

Ölü Toprakların Ölü Doğan Çocukları

Yeryüzünün mimli coğrafyaları vardır.. Ölmüştür o topraklar ve yine çocuklar vardır o topraklarda yazık ki, coğrafyanın kaderini paylaşırlar sayılı nefesleriyle.. Doğarken biçilen kısa vadeleri vardır.. Ölü çocukların.. Her doğum erken bir ölüm değil midir aslında? Çok üzülmek mi lazımdır bu kadersizlere? Yani kaderi aşikar değil midir çorak topraklardaki suyun bile? 
İnsanoğlu o kadar geniş ki, ölüme bile bir tesellisi var "fakat" la başlayan.. O zaman "fakat dün ılık bir rüzgar esti Suruç ve Adıyaman'dan.. Fakat güneşle öldüler güneşe yürüyenler" dersem belki bir teselli olur mu evladını yitirenlere?



İnsan oluşum bana zaman zaman çok ağır bir hicap yükler ne yalan söyleyeyim.. Dün de hiç farkında olmadan insan olmanın ağır kokuşmuşluğuyla yüz yüze geldiğim bir güne uyanmışım..



Analık nedir ben bilmem. Ve dahi nasipte var mıdır onu da bilmem.  Şu kadarını tahmin ediyorum ki severken canı yanmasın diye içim ürperirken hatta "zehirlenmesin" diye yanında sigara içmediğim çocuğum tüm ülkenin ana haber bültenlerinde ve dahi dünya medyasında bombayla parçalanmış bedenini görsem hayatımı o dakika o bombanın patladığı yerde ben de evladımın anısıyla teslim etmiştim eminim.. Ne bir eksik ne bir fazla..

Aynı şekilde dün bir de şehit haberi geldi Adıyaman'dan bu yana ılık bir rüzgarla.. 



Sonra ne oldu? Sonra içimizdeki yaratık çıktı dışımıza bir kısmımız dedik ki "Daha büyük bomba yok muydu onları cehenneme yollayacak?!" diğer kısmımız dedik ki "Hain asker gebersin o ne ki? Daha niceleri geberecek.." 



Sonra kırdık, kırıldık ağzımızdan köpükler saça saça.. Parça parça olduk.. Taraf taraf olduk.. Aramızdaki uçurumlara yenisi eklendi daha da derinden..

Dün ilk kez doğmamış evladım adına çok sevindim! Ve dün sıklıkla yaptığım gibi hiçbir ideolojiye mensup olmayışımdan mütevellit kendime hayran oldum yeniden.. Ölülere küfreden bir ideolojim niye olsundu ki zaten?!

Dün çocukların öldüğü bir dünyayla yüzleştim ben! Çocuklar azizim onlar toprakların onlar bu kanlı coğrafyaların kaderini paylaşmamalı! Çocuklar yine.. Hata yaptıkları düşünülünce cenaze namazları kılınmamalı! Yine aynı çocuklar hiç kaygı duymamalılar çocuk oldukları bu coğrafyadaki yarınlarına dair! Çocuklar diyorum, gülmeliler! Türküler tutturmalılar en okkalı sevdalara! Çocuklar her dilde bir başkasını sevmeyi öğrenmeliler! Çocuklar acizler.. Acziyetleri muhafaza edilmeli.. Bir hain gibi öldürülmemeli çocuklar! Ve yine çocuğa yakışır şekilde defnedilmeliler onlar!

Çocuklar hep çocuk kalmalılar öldükten sonra da! Kirli, menfi, berbat ideolojilerin ağırlıkları yüklenmemeli canını teslim etmiş çocuk bedenlere! Çocuklar evet evet onlar da saygıyı hak ediyorlar! Hele ki bu kadar yürekten ve kıskanılası çocuklarsa hem!

Çocuk yüzlerin gülümsemelerini söndüren kirli ellere dilerim ki, iki cihanda gülmeyin! Allah size iki cihanda da keder ve yas nasip etsin yazgılarınız da kalpleriniz gibi kararsın! Beddua sevmem hatta hayatımda ilk kez yazılı etmişliğim var.. Bunun için de bu satırları okuyan herkese karşı mahcup olduğumu da belirtmek isterim..





"SEN" OLDUK "BEN" OLDUK AMA YİNE "BİZ" OLAMADIK DÜN! 



Dünkü saldırılarda hayatını kaybeden "başkalarının evlatlarını sevindirmeye giderken hem de!" tüm kardeşlerime rahmet diliyorum.  Aynı şekilde de şehit düşen kardeşime de rahmet ve ailesine sabırlar....



Ülkece içine düştüğümüz hali Ruhi Su ne de güzel açıklamış değil mi? 


Ağaç demiş ki baltaya
sen beni kesemezdin ama
ne yapayım ki sapın benden...
Bak şu ağacın bilincine sen;
ölen ben, öldüren benden!. 

Her birinize rahmet dilerim.. Giydiğiniz o bembeyaz kefenler özgürlüğünüzdür artık.. Kanatlandığınız güneşli semalarda sizlere rahat uykular dilerim! Bizlere sahip çıkın oralardan.. Hakkınızı da helal edin siz öldünüz ama biz yine bölündük.. Yine başaramadık dirlik ve düzeni..

Anılarınıza saygıyla canım kardeşlerim.. HİÇBİRİNİZİ ÖLÜ BEDENLERİNİZLE DEĞİL HER BİRİNİZİ KOCAMAN GÜLÜMSELEMELERİNİZLE HATIRLAYACAĞIZ!


28 yorum:

  1. 2 yıldır hayatımdasın ve bir yıldan fazladır da blogunu takip ediyorum! Hayatta en önemli kazanımımımsın diyebilirim ve okurken hem güldüğüm hem hıçkırıklara boğulduğum (şu an olduğu gibi) tek kalemsin! Çok farklı yerlerde olmalıydın ama geç değil. Lütfen sana bahşedilen bu yeteneği köreltme.. Adaletin yetiştireceğin çocuklara yayılsın! Annelikten de umudu kesme bir anne olarak söylüyorum senin yarın kadar anne olabilseydim keşke çocuğuma.. Her anlamda ölçülü, dengeli ve merhametlisin.. 40 yaşındayım ama her gün nasıl kendimi keşfedemediğimi görüp hala şaşırıyorum.. Bir de sana bakıyorum.. Birkaç gündür Kürt yanım da Türk yanım da sosyal medyaya bakıp bakıp utanıyordu senin hesabın hariç! Dilek keşke yeryüzünde sendeki adaletin yarısı olsa. Bu yazınla sana teşekkür etmek isterim.. Dedim ya insan yarım yarım her ırkı bünyesinde barındırınca daha da kırılıyor ister istemez senin kadar sağ duyulu insanlara her zaman ihtiyaç var her yerde.. İyi ki varsın.. Kürt yarımı da Türk yarımı da zedelemeden salt acıyı paylaştığın ve iyi insan olduğun için çok teşekkürler çünkü bizler bu olayda iki gündür gerçekten çok ama çok kırıldık.. Kırılmaya da ne yazık ki devam edeceğiz.. Varlığın, yazdıkların ve söylediklerin o kadar kıymetli ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce her iki yarının ve daha sonra anne yanının gözlerinden öperim! Bir de küçük melez Yozgat'lı oğlunun tabi ki :) Bana onur verdin dilerim layık olabilirim. Var ol!

      Sil
  2. Vatan için geçmişten geleceğe mertçe şehit olan onca çocuk! için Allah'tan rahmet diliyorum.. Bir yanda şehit haberine halaylar çeken çocuklar! bir yanda vatanını korkusuzca her türlü pisliğe karşı savunan koca yürekli çocuklar! herşeyin başı aile herşeyin başı vicdan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke zaman yolcusu olsam geçmiş bayramın şekerleriyle ölen tüm evlatların kapısını çalıp "bu bayram evden çıkma ne olur ve senin harcın olmayan kavgalara karışma evlat" diyebilsem.. Keşke ciğersiz insanlar yaşamasa güzel yurdumda ölüler arkasından haysiyetsizce prim yapan.. Keşke keşke KEŞKE! Keşke önünü alabilsek kırılan tüm kalplerin...

      Sil
  3. Dilek'cim ne güzel anlatmışsın. Eminim doğmayan çocuğunun da bir gün doğduğunda senin gibi, bu günkü saçma sapan ideolojilerden uzak durmasını dilerdin ve bunun için elinden ne gelirse yapardın.
    Bu konuda ben hiç paylaşım yapmadım neredeyse yapmayı da düşünmüyorum. Yapılan tüm paylaşımlar yangını körüklemekten başka bir şeye yaramıyor. Kışkırtılıyoruz, birbirimize kinleniyoruz, nefret tohumları büyüyor. Herkes bi durup düşünse bu kimin işine yarıyor diye belki gerçekleri görecekler.
    Güzel bir ülkede yaşıyoruz ve Allah vergisi değerli topraklarımız var. Başka oyunlara gelmeden kenetlenebilsek ve biz olabilsek bu acılar hiç yaşanmayacak. Olmuyor ama. Doğu için hayat ne kadar zorsa Batı içinde bir o kadar zor. Kürtler zor şeyler yaşıyorsa Türkler de yaşıyor Ermenilerde, Lazlarda, Macirlerde. Çünkü yaşam şartları çok zor, hayat pahalı, herkes 3 kuruş için hayatından çalarak uğraşıp didiniyor.
    Ne zaman insan olabileceğiz biliyor musun bu ülkede şehit olan çocuklar içinde her birimiz defalarca paylaşım yaptığımızda, oysa artık bu ülkede şehit olmak sık rastlanır ve üzerinde düşünülmeyen bir şey oldu ne yazık ki.
    Ölenlerin mekanı cennet olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Şafak Hanım yorumunuzla kıymet kattınız. Bir Siyaset Bilimi Uzmanı olarak işin mutfağından bakınca hep derim ki" ideolojiler akıllı işi olaydı halka empoze edilmezdi"...

      Ben anası olarak evladıma her insanı sevmeyi ve tüm ideolojilere eşit durmayı öğretebilirim ve bunu yapacağım...

      Fakat büyük konuşamam rahmetli Fırat Çakıroğlu'nun babasının sözleri aklıma gelir "Ben Chp'liydim ama oğlum Mhp'li olmayı seçti bu öldürülmesi için bir sebep olmamalıydı" doğru ya.. Rabbim kimseyi evlat acısıyla sınamasın. Ben en önemlisi 20 küsür yıldır bu acıyı çeken bir ananın evladı olarak yazdım bu satırları dört başı mamur her şeyden bağımsız..

      Sil
  4. Uzlaşmayı öğrenmeliyiz ancak biz olmayı öğrendiğimiz gün eşit,adaletli, insanca yaşayabiliriz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söylediniz. Uzlaşma fikrine tahammülle başlar her şey.. Rahmetli Abdi İPEKÇİ gelir bu sözü her duyduğumda. Nur içinde yatsın..

      Sil
  5. Çok acı maalesef, çok büyük haksızlık bu, ailelerine sabır diliyorum...

    YanıtlaSil
  6. Öğrencileri çeşitli ırk ve mezheplerden olan bir ilköğretim okulu öğretmeni olarak, Suruç'ta ölen ablalar ve ağabeyler yetiştiriyorum. Özellikle ölümünden sonra tanıyıp hayran olduğum, Koray Çapoğlu ağabeyleri gibi başkası açken tok yatamayan türden bir insan olmaları için ne gerekiyorsa yapılacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koray Çapoğlu benim de imrendiğim bir karakter. Soma-Filistin-Kobane-Türkistan demeden acı paylaşabilen bir yürek. Mekanı cennet olsun!

      Sil
  7. o çocukların gülen yüzlerini gördükçe o selfide içim acıyor biraz vicdan olsaydı bunu yapanlarda ve yaptıranlarda keşke ama umarım hiç huzurları olmasın artık..:-((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vicdan azabı bir insanın başına gelebilecek en büyük beladır diye düşünüyorum.. Azap dolu olsun bundan sonrası onların vicdanı adına..

      Sil
  8. Kelimeler düğüm düğüm düğüm..... İdeolojiden başlayayım. Ben de hiçbir ideolojiye mensup değilim. Çünkü insanı seven bir ideoloji yok bu dünyada... İdeolojiler menfaaat mantığıyla çalışıyor.. Menfaat benim kitabımda yazmaz... Bir insan bedeni bombayla parçalanacak ve ben ohhh dicem öyle mi? İdeolojim gereği.......

    Anne olmaya, bu dünyaya evlat getirmeye gelince... Bu mükemmel duygunun tarifi yok. Ama tırnağı kırılsa kalbim hop eden yavrumu dünkü manzarada görmek kadar acı bir şey olabilir mi ya.... Sen gözünden sakın. Bir telefon açıyor sana yavrun. "Anne-baba ben kobanideki çocuklara oyuncak götürüyorum. Dönünce görüşürüz. Basından bizi takip edin. Bir basın açıklaması yapıp sonra çıkıcaz yola." Tamam yavrum. Selametle diyen anne-baba basın aracılığıyla o manzaraya şahit oluyor.. Bu acı nasıl göğüslenebilir ki....

    Neyseki biliyoruz ki adeletinden şüphe olunmaz Rabbimiz var... Ve ona dua ediyoruz bu acı son olsun diye.....:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani olay aslında çok basit.. "İnsanı seven bir ideoloji yok" hepsi bu.. Daha üzerine tartışmaya bile gerek yok ki bazı şeylerin.. Ben bir asker evladı ve askerliğini Doğu'da komando olarak yapmış birinin ablası olarak söylüyorum ki "insan" öldüğünde insanlığı da beraberinde götürmemeli hepsi o.. Ve evlat acısıyla kardeş acısı birmiş derler.. Rabbim sınamasın o kadar keskin ki.. Büyük konuşan herkesin bir düşünmesi lazım..

      Sil
  9. gerçekten çok elim bir vaka daha , nereye gidiyoruz dedirtiyor insana.
    Konuyla uzaktan yakından alakası yok ama mimledim sizi,...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki çok acı çok üzgünüm evlatlarımı yitirmiş kadar.. Hemen geliyorum hesabınıza çok teşekkür ederim. Mimleri pek severim.

      Sil
  10. Kinin , nefretin , ayrıştırmanın ortalığı toza dumana kattığı, ölülerin yarıştırıldığı ateşten günlerden geçiyor bir kez daha güzel yurdum.Şükür ki hala her ölüm içinde ağlayabilen , ölenin acı çekenin insan ve can olduğunun ayırdın da olan sağduyulu sesler var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkem evlatları cayır cayır yanarken gözünü duman bürümemiş insanlara selam ve sevgiyle diyorum ben de..

      Sil
  11. Yine en güzel sen anlatmışsın durumu Dilek...
    Neyse ki ölümden beslenen, ölüme sevinen insanlardan değil de yalnızca insanız.
    İnsanın kıymetini bilir ve her nerde öldürülürse üzülürüz.
    Pek az insana nasip olabilecek büyük yüreklere sahip olmak gururumuz olsun bence... Belki dualarımız da büyük olur da kabul olur, kim bilir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim inan bu yazıyı yazarken aklıma sen geldin.. "Kahve de olsaydı aynını düşünürdü" dedim.. Evet ben yazdım ama eksik kalanları da sen tamamlamışsın.. Ne güzel söyledin gururumuz olsun sahi bir de bakarsın da bunun yüzü suyu hürmetine duası kabul olunanlardan oluruz..

      Sil
  12. vurulduk ey halkım..
    unutma bizi..'

    unutmayalım, unutturmayalım olur mu :(

    YanıtlaSil
  13. Sabah sabah gözümden akan yaşlara hakim olamadım. Zaten son günlerde daha bir umutsuz, daha bir hüzünlü ve daha bir kötüyüm. Kendi canından çok evladını ve onun için iyi bir gelecek planlamaya çalışan anneyim. Elimden geldiğince evladımı iyi yetiştirmeye, onun için iyi bir gelecek inşa etmeye çalışıyorum. Ama, zaten ister istemez bir sınır içerisnde bunu yapmaya çalışırken gözle görülmeyen ama çok da iyi hissettirilen duvarlarla karşılaşıyor, yapmak istediklerimi kısıtlıyor, üstüne üstlük çarkın dönüşüne uyduruluyoru(m)z. Bi bakıyorum ki, artık, oyun içinde oyunlar, türlü türlü hileler, menfaat yüklü işler ve kötü bir kısırdöngü içerisinde didinip duruyoruz.
    Bu kısırdöngü içerisinde en çok analar yanıyor, evlatlar gidiyor, yani olan bizlere oluyor. Ama kimsenin ruhu duymuyor, kimsenin vicdanı sızlamıyor, kimsenin elinden birşey gel(e)miyor.
    Ben kaygılıyım Dilek, hem de çok kaygılıyım....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok güzel söylemişsin ne nokta konur buna ne harf eklenir.. Siz annelerin işi kat be kat daha zor..

      Bizler izleyiciyiz. "Ah vah" demek bize kolay ama gel gör ki senin tırnağı incinmesin diye koruduğun evladını dışarıdan senden alakasız hatta hiç tanımayan biri gelip incitebiliyor.. Ne desem bilemiyorum..

      Normalde senin içince su serpecek "her şey yoluna girdi" gibi bir şeyler demem gerek değil mi? Hayır hiçbir şey yoluna girmedi, girmiyor! Tek umudum senin gibi annelerin inşa edeceği gelecek. Kaygılanma bloggerda tanışıp, çizdiği portreden etkilendiğim nadir insanlardansın...

      Her şey çok güzel olacak... Sadece sabır ve inat...

      Sil
    2. Şükür ki o sabır ve inat fazlasıyla bende var. Fakat, nereye kadar, işte orası meçhul...

      Sil

"Güzel yazı, emeğinize sağlık, benim sitem de şu ben de beklerim, bu bir otomatik yorumdur" tarzı sadece yorum yapmış olmak ve link bırakmak amacıyla yapılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Alakanıza teşekkürler :)