13 Ekim 2016 Perşembe

KONUK YAZAR: ZARA ÇANTALI KIZ

Bugün bloguma ilk kez bir konuk yazar geldi. Sevgili arkadaşım Bediş kendisi :) Samimiyete binaen Bediş diyorum kociş, tatlış, tontiş gibi mahlaslar takabilecek kadar bir laubalilik var kendisiyle aramızda da :) Geçenlerde ileti olarak yazdığı bu saptamayı görünce sizlerle paylaşması için bloguma davet ettim ve kırmadı geldi sağolsun. Diliyorum severek okursunuz Zara çantalı kız ve kendisini bir tutam trolleyen annesini :)))



Hamfendi bayan elindeki zara (karton) çantasını güzelce tutuyordu. uzun ve bordo ojeli tırnaklarıyla çantanın üst kısmından tuttu, tuttu, tuttu. Küçük parmağını havaya kaldırıp biraz daha tuttu. Diğer eliyle zara çantasının kenar kısmını yavaşça kavradı. Diğer elinin uzun tırnakları da bordo ojeliydi. Medrobüzde oturacak yer bulması çok önemli değildi çümkü Zara çantası vardı. Onu elinde tuttuğunda başı dik duruyordu. Gri bulutlarla kaplı sonbahar mevsiminde taktığı güneş gözlüğü daha bir afilli ve büyük görünüyordu. Salaş hırkasını beş milyoncudan almış gibi değildi sanki. Zira elindeki çanta Zara'ydı.

Çantayı bordo ojeli tırnaklarıyla biraz daha okşadıktan sonra yan tarafta oturan annesine verdi "anne şunu tut" dedi. Annesi, o eşarbını yan bağlamış, ellerini göbeğinin üzerine tutmuş, kendinden emin Anadolu kadını Zara çantasını aldı, güzelce ikiye katladı ve kendinden emin bir bakışla tuttu. Sol ayağının dibine doğru eğildi. Orada bir şey arıyor gibiydi ve buldu. Orta boy vaykiki poşetini aldı. İkiye katlanmış Zara çantasını vaykiki poşetine tepti. Güzelce poşete yerleştirdikten sonra yine sol ayağının yanına koydu, yere. Canım anne!



Hamfendi bayan Zara çantasını annesine verdikten sonra uzun sarı saçlarını yana savurarak diğer tarafa dönmüştü bile... Büyük gözlükleri ile dışarıyı izliyor, kırmızı kulaklığı ile de müzik dinliyordu.



Durdurun medrobüzü, inecek var!!!!



Gözlemine sağlık Bediş!!! Yine gel konuğum ol olur mu? :)

Hiç yorum yok: